Oraya gittiğimde, diğer herkesin de bunu bir ayrıcalık olarak göreceğini, | TED | عندما ذهبت إلى هناك, افترضت أن الآخرين سوف ينظرون اليه كامتياز أيضا, |
Çok lezzetli, besleyici ve Kasghar'a gittiğimde öğrendiğime göre gıda atıklarına karşı olan tabularını sembolize ediyor | TED | إنه لذيذ و مغذي، وكما علمت عندما ذهبت إلى كاشقار، أنه يرمز إلى تحريمهم لتبديد الطعام. |
Üç ay önce Batı Afrika’ya gittiğimde gördüklerim olağanüstünüydü. | TED | و عندما ذهبت إلى شرق أفريقيا منذ حوالي ثلاثة أشهر، عندما كنت هناك ما رأيته كان غير عادي. |
İddiaya girerim dün gece eve gittiğinde cehennem gibi bir gece geçmişti değil mi Michael? | Open Subtitles | أخمن أنك مررت بليله عصيبه بالامس عندما ذهبت إلى المنزل |
Fakat mimarlık fakültesine gittiğimde, ailenin 'yüzkarasi' (siyah koyun) gibi görünüyordum. | TED | ولكن عندما ذهبت إلى مدرسة الهندسة المعمارية بدا وكأنني كنت الخروف الأسود في القطيع. |
Musa'ya gittiğimde kötü olduğumu düşündün ve haklıydın. | Open Subtitles | كنت تعتقد أننى آثمه عندما ذهبت إلى موسى و أنت كنت على حق |
Musa'ya gittiğimde kötü olduğumu düşündün ve haklıydın. | Open Subtitles | كنت تعتقد أننى آثمه عندما ذهبت إلى موسى و أنت كنت على حق |
Avrupa'ya gittiğimde arkadaşlarım çılgın olduğumu söylemişlerdi. | Open Subtitles | عندما ذهبت إلى أوروبا أصدقائي قالوا لي : مجنونة |
Bilmem. Banyoya gittiğimde ona ne söyledin? | Open Subtitles | لا أعرف, مالذي قلتيه له عندما ذهبت إلى الحمام؟ |
ama oraya gittiğimde, ve onunla yüz yüze geldiğimde, onu öldüremedim. | Open Subtitles | لكن عندما ذهبت إلى هناك، و قابلته وجهاً لوجه، لم أستطِع قتله |
Çünkü geleceğe gittiğimde, o küçük kızla tanıştım. | Open Subtitles | لأنه عندما ذهبت إلى المستقبل إلتقيت بتلك الطفلة الصغيرة |
Yaban arısı toplamak için batıya gittiğimde öğrendim. 11 aylığına gitmiştim. | Open Subtitles | إعتدت على الأمر عندما ذهبت إلى الغرب لجمع الغال ، ذهبت لمدة 11 شهراً |
Biliyorsun, ben gittiğimde bu okul bir hayli zordu. | Open Subtitles | تعلمين, تلك المدرسة كانت خشنة عندما ذهبت إلى هناك |
Biliyorsun, ben gittiğimde bu okul bir hayli zordu. | Open Subtitles | تعلمين, تلك المدرسة كانت خشنة عندما ذهبت إلى هناك |
Costelloların mutfağına gittiğimde yerde eski buzdolabının izlerini gördüm. | Open Subtitles | عندما ذهبت إلى مطبخ آل كاستيللو رأيت العلامات للثلاجة القديمة على الأرضية |
Kontrol etmek için laboratuvara gittiğimde az daha kafamı ısıracaktı. - Kafeini bıraktı da. | Open Subtitles | كادت تقطع رأسي عندما ذهبت إلى المختبر لتفقدها. |
Spor salonuna gittiğimde seni bulamadım ve şaşırdım. | Open Subtitles | تخيّل كيف تفاجأت عندما ذهبت إلى النـادي ولم أجدك هنــاك |
- New York'a gittiğinde, haklarını kaybettin. | Open Subtitles | دعونا لا ننسى أنه عندما ذهبت إلى نيويورك، |
Ve tabii gittiğinde oraya Zavallı, zavallı | Open Subtitles | بالطبع , عندما ذهبت إلى هناك .. المسكينة , المسكينة |
Silah almaya gittiğinizde Kyle Murphy size hiç: | Open Subtitles | الآن.. عندما ذهبت إلى هناك لتجلب شحنتك من الأسلحة هل قال لك كايل مورفي أبداً آسفون.. |
New York'a gittiğin zaman, kendi kendime keşke peşini bırakmasaydım diyordum. | Open Subtitles | أتعرفين ، عندما ذهبت إلى "نيويورك" أحياناً ، كنت أتمنى أن اذهب خلفك |