"عندما قابلتُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • tanıştığım zamanı
        
    • zaman tanıştım
        
    • ile tanıştığımda
        
    • 'le tanıştığımda
        
    Annenle ilk tanıştığım zamanı hatırlıyorum. Open Subtitles أتذكّرُ عندما قابلتُ والدتكَ لأول مرَة
    Büyük Joe ile ilk tanıştığım zamanı hatırlıyorum. Open Subtitles -أذكرُ عندما قابلتُ " جو " الكبير لأوّل مرّة .
    Güzel bir şeyler arıyordum. Philadelphia'lı bir emekli olan Bob Crumb'la o zaman tanıştım. Open Subtitles عندما قابلتُ تلك القطعة المنعزلةِ الخجولةِ مِنْ فيلاديلفيا أسمها بوب كرمب.
    Lance'le o zaman tanıştım. Open Subtitles عندما قابلتُ (لايس) لأول مرة
    Birkaç yıl önce Troy ile tanıştığımda yerel bir golf kulübünde takım taşıyıcılığı yapıyordu, çoğunlukla varlığının farkında bile olmayan zengin insanların çantalarını taşıyordu. TED عندما قابلتُ تروي قبل عدة سنوات، كان موظفًا كمساعد للاعبي الجولف في نادٍ ريفي محلي، يحملُ حقائب عِصي الجولف للأغنياء من الرجال والنساء الذين غالبًا لا يكتثرون لوجوده.
    Zooni ile tanıştığımda bir görevdeydim. Open Subtitles عندما قابلتُ زونى أنا كُنْتُ في مهمة.
    Biliyor musunuz Rodney'le tanıştığımda tam bu taburedeydim. Open Subtitles تَعْرفُ، هذا كَانَ المقعدَ ذاتهَ أنا على عندما قابلتُ رودني.
    Ben de Adelle'le tanıştığımda burada oturuyordum. Open Subtitles أنا كُنْتُ أَجْلسُ هنا عندما قابلتُ أيديل.
    Sean ile tanıştığımda zaten öğrenciydi. Open Subtitles لا. عندما قابلتُ شون، هو كَانَ a طالب.
    Adwin Kosan ile tanıştığımda Burma'da politik mahkumların fotoğraflarını çekiyordum. Open Subtitles كنتُ في (بورما) أقوم بتصوير السجناء السياسيين عندما قابلتُ (أدوين كوسان).

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more