Annenle ilk tanıştığım zamanı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكّرُ عندما قابلتُ والدتكَ لأول مرَة |
Büyük Joe ile ilk tanıştığım zamanı hatırlıyorum. | Open Subtitles | -أذكرُ عندما قابلتُ " جو " الكبير لأوّل مرّة . |
Güzel bir şeyler arıyordum. Philadelphia'lı bir emekli olan Bob Crumb'la o zaman tanıştım. | Open Subtitles | عندما قابلتُ تلك القطعة المنعزلةِ الخجولةِ مِنْ فيلاديلفيا أسمها بوب كرمب. |
Lance'le o zaman tanıştım. | Open Subtitles | عندما قابلتُ (لايس) لأول مرة |
Birkaç yıl önce Troy ile tanıştığımda yerel bir golf kulübünde takım taşıyıcılığı yapıyordu, çoğunlukla varlığının farkında bile olmayan zengin insanların çantalarını taşıyordu. | TED | عندما قابلتُ تروي قبل عدة سنوات، كان موظفًا كمساعد للاعبي الجولف في نادٍ ريفي محلي، يحملُ حقائب عِصي الجولف للأغنياء من الرجال والنساء الذين غالبًا لا يكتثرون لوجوده. |
Zooni ile tanıştığımda bir görevdeydim. | Open Subtitles | عندما قابلتُ زونى أنا كُنْتُ في مهمة. |
Biliyor musunuz Rodney'le tanıştığımda tam bu taburedeydim. | Open Subtitles | تَعْرفُ، هذا كَانَ المقعدَ ذاتهَ أنا على عندما قابلتُ رودني. |
Ben de Adelle'le tanıştığımda burada oturuyordum. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَجْلسُ هنا عندما قابلتُ أيديل. |
Sean ile tanıştığımda zaten öğrenciydi. | Open Subtitles | لا. عندما قابلتُ شون، هو كَانَ a طالب. |
Adwin Kosan ile tanıştığımda Burma'da politik mahkumların fotoğraflarını çekiyordum. | Open Subtitles | كنتُ في (بورما) أقوم بتصوير السجناء السياسيين عندما قابلتُ (أدوين كوسان). |