"عندما يحين" - Translation from Arabic to Turkish

    • geldiğinde
        
    • gelince
        
    • geldiği zaman
        
    • ne zaman
        
    • başladığında
        
    Vakit geldiğinde, Ateş etmek zorunda kaldığımızda, Bir an bile tereddüt etmemeliyiz. Open Subtitles بأنه عندما يحين الوقت لإطلاق لنار فعلينا ألا نفكر حتى في الأمر
    Günahlarımız için, Zaman geldiğinde 30 parçayı tapınağın içine saklacağız Open Subtitles لذنوبنا , عندما يحين الوقت سنفتش عن تلك الثلاثين قطعة
    Ama senin Dışişleri Bakanlığı kapağın yok ki zamanı geldiğinde irtibata geçesin. Open Subtitles عندما يحين وقت التفاوض ان كنتي تفكرين في دفعي للخارج مرة أخرى
    Ama çiftleşme sezonuna gelince, her şey değişiyor ve böyle görünüyor. TED ولكن عندما يحين موسم التزاوج، يتغير كل شيء، وتكون هذه هيئته.
    Çok şükür zamanı gelince yeterince katırımız ve askerimiz var. Open Subtitles عندنا بغال كفاية ، ورجال بنادق لحراستهم عندما يحين الوقت
    Zamanı geldiğinde Carcassona'da durum kötüleşirse, nerede olduğunu sana söyleyeceğim. Open Subtitles عندما يحين الوقت لو سانت الآمور وجاء الغزاة, سأخبرك بمكانه
    İş için uygun hale geldiğinde düzgün rekabet şansını elde edecektir. Open Subtitles ستكون لديها فرصة لتنافس بشكل صحيح على الوظيفة عندما يحين الوقت.
    Kendine sormak istediğin soru... sıra sana geldiğinde kimi gönderecekleri olmalı değil mi? Open Subtitles السؤال الذى تسأله دائما لنفسك من الذى سوف يرسلونه لك؟ عندما يحين دورك؟
    Um, yanımda beklediklerine emin olacağım ve zaman geldiğinde fiziksel olarak iyi olacağım. Open Subtitles أنا سوف اتأكد أنهم يترقبونني وأنني في الشكل الجسماني الجيد عندما يحين الوقت
    Üstat olacağım ve zamanı geldiğinde Jon'a yardım edecek ve sizi güvende tutacağım. Open Subtitles أن أصبح معلمًا حتى أساعد جون عندما يحين الوقت حتى تكونين أنت آمنه
    Zamanı geldiğinde, fazlasıyla dehşet göreceksiniz. Open Subtitles بإمكانك القتل بسرعة عندما يحين الوقت المناسب
    Zamanı geldiğinde onu musalla taşını oturtacağım. Open Subtitles سأضمن له ستة أقدام فى الأرض عندما يحين الوقت
    Gecemiz hala devam ediyor ve sabahımız geldiğinde buradan uzaklarda olacağız. Open Subtitles ما زالت ليلتنا مستمرة و عندما يحين موعد قدوم الصباح سنكون في مكان بعيد عن هنا
    Zamanı geldiğinde kraliçemi ben seçerim. Open Subtitles عندما يحين الوقت، سوف أختار ملكتي الخاصة
    Ama ikimiz de biliyoruz ki zamanı gelince en iyi şeyi yapacaksın. Open Subtitles لكن كلانا نعرف أنه عندما يحين الوقت أنت ستفعل ما تراه أفضل
    İnansalar da inanmasalar da, zamanı gelince doğru seçimi yapacaklardır. Open Subtitles بوجود الدّين أو عدمه، سيتخذان الخيارات السليمة عندما يحين الوقت
    İş sıkıştırmaya gelince, karşı taraftan sıkıştıran kişi olmamı istemezsin. Open Subtitles عندما يحين وقت الضغط أنا الرجل الخاطئ لتحاول الضغط عليه
    Karanlık gelince hepimiz O'nun korkutucu elini üzerimizde hissetmeyecek miyiz? Open Subtitles عندما يحين الظلام، سوف نشعر جميعا صاحب الرهبة ناحية علينا؟
    Karımın doğum yapma zamanı gelince Moskova'dan doktor çağırır mısınız? Open Subtitles عندما يحين وقت ولادة زوجتي، هلا ترسل لموسكو طلبًا لطبيب؟
    Sanırım hep işler bu noktaya geldiği zaman Beni kaybetmek istemeyeceğini düşünmüştüm. Open Subtitles لقد ظننت دائما أنه عندما يحين الوقت فلن يرغب في أن يفقدني...
    Çocuğunuza bu mucizevi... hediyeyi ne zaman söyleyebilirsiniz? Open Subtitles الا عندما يحين الوقت المناسب لإخبار ابنك عن تلك الهدية العجيبة؟
    Bu işe polisler bakmaya başladığında soruşturmada arkadaşımız olacak. Open Subtitles و عندما يحين الوقت سيدخلنا صديقنا للداخل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more