| Zamanı geldiğinde Carcassona'da durum kötüleşirse, nerede olduğunu sana söyleyeceğim. | Open Subtitles | عندما يحين الوقت لو سانت الآمور وجاء الغزاة, سأخبرك بمكانه |
| Üstat olacağım ve Zamanı geldiğinde Jon'a yardım edecek ve sizi güvende tutacağım. | Open Subtitles | أن أصبح معلمًا حتى أساعد جون عندما يحين الوقت حتى تكونين أنت آمنه |
| Zamanı geldiğinde, fazlasıyla dehşet göreceksiniz. | Open Subtitles | بإمكانك القتل بسرعة عندما يحين الوقت المناسب |
| Günahlarımız için, zaman geldiğinde 30 parçayı tapınağın içine saklacağız | Open Subtitles | لذنوبنا , عندما يحين الوقت سنفتش عن تلك الثلاثين قطعة |
| Çok şükür zamanı gelince yeterince katırımız ve askerimiz var. | Open Subtitles | عندنا بغال كفاية ، ورجال بنادق لحراستهم عندما يحين الوقت |
| vakti geldiğinde şalteri çevireceğiz. | Open Subtitles | و عندما يحين الوقت المناسب نغلق المفتاح الكهربائي. |
| Zamanı geldiğinde onu musalla taşını oturtacağım. | Open Subtitles | سأضمن له ستة أقدام فى الأرض عندما يحين الوقت |
| Zamanı geldiğinde, bayrağımızı kanımızla savunacağız. | Open Subtitles | عندما يحين الوقت فسوف ندافع عن علمنا بدماء حياتنا |
| Sonra Zamanı geldiğinde beni nasıl sunduğunu görelim. Şöyle birşeyler söyleyebilirsin. | Open Subtitles | عندما يحين الوقت أراكَ تقدمنى بهذه الطريقة |
| Eve gitme Zamanı geldiğinde beni uyandır. | Open Subtitles | أيقظْني عندما يحين الوقت للذِهاب إلى البيت. |
| Zamanı geldiğinde beni de unutma, tamam mı? | Open Subtitles | إذن الآن، لا تنساني عندما يحين الوقت المناسب، حسنا؟ |
| Gereken bilgi Zamanı geldiğinde verilecektir. | Open Subtitles | ستعرف كل ما تريد تريد معرفته عندما يحين الوقت |
| Oğlumun kral olma Zamanı geldiğinde, iyi bir kral olacak mı? | Open Subtitles | همم؟ عندما يحين الوقت الذي يصبح فيه إبني الملك |
| Eğer hiç bir şey almak istemiyorsan, Zamanı geldiğinde vasiyeti reddedersin. | Open Subtitles | إن كنت لا تريدين شيئاً فيمكنك أن تتخلي عن الوصية عندما يحين الوقت |
| Eğer hiç bir şey almak istemiyorsan, Zamanı geldiğinde vasiyeti reddedersin. | Open Subtitles | إن كنت لا تريدين شيئاً فيمكنك أن تتخلي عن الوصية عندما يحين الوقت ما معني ذلك؟ |
| Zamanı geldiğinde, ne yapacağıma karar vermek zorundayım. | Open Subtitles | و عندما يحين الوقت ، سيتعين علي أن أتخذ قرارى |
| Zamanı geldiğinde beni durduramazsan öldürmeye devam edeceğim. | Open Subtitles | اذا لم تمنعني عندما يحين الوقت.. سأبقى دائماً أقتل. |
| Um, yanımda beklediklerine emin olacağım ve zaman geldiğinde fiziksel olarak iyi olacağım. | Open Subtitles | أنا سوف اتأكد أنهم يترقبونني وأنني في الشكل الجسماني الجيد عندما يحين الوقت |
| Çevrede o kadar çok nektar var ki, zaman geldiğinde tek başlarına yavrularını doyurabilecekler. | Open Subtitles | هناك الكثير من الرحيق بالجوار بحيث عندما يحين الوقت سيتمكنون من إطعام فراخهم منفردين. |
| Ama ikimiz de biliyoruz ki zamanı gelince en iyi şeyi yapacaksın. | Open Subtitles | لكن كلانا نعرف أنه عندما يحين الوقت أنت ستفعل ما تراه أفضل |
| ..ve vakti geldiğinde annesinin onun yanında olacağını. | Open Subtitles | وأنه يتطّلع أن يكون مع أمه عندما يحين الوقت |
| Çalışmana ve Vakti gelince oy kullanmana izin vereceğiz. | Open Subtitles | سنحصل لك على عمل وتستطيع التصويت عندما يحين الوقت |
| vakit geldiğinde, Ateş etmek zorunda kaldığımızda, Bir an bile tereddüt etmemeliyiz. | Open Subtitles | بأنه عندما يحين الوقت لإطلاق لنار فعلينا ألا نفكر حتى في الأمر |
| Doğru an geldiğinde, özgürlük işaret fenerimizi tutuşturacağız ve bu korkunç kabustan kurtarılacağız! | Open Subtitles | عندما يحين الوقت المناسب، سنشعل مشعل الحريّة وسيكون المنقذ من هذا الكابوس السيئ ما رأيك؟ |
| Baba, uygun zaman gelince bebeğimiz olacak. | Open Subtitles | أبي، سوف ننجب الأطفال عندما يحين الوقت المناسب |