"عندما يكون هناك" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunda
        
    • olduğu zaman
        
    • varken
        
    • olduğu yere
        
    • tane varsa
        
    • neyin ne zaman olacağını
        
    Goliath o dönemdeki akranlarından çok daha uzundu ve genellikle biri normalden o kadar uzak olduğunda, onun bir açıklaması olur. TED فرأس وكتفىَ جالوت أعلى من أقرانه في ذلك العصر، وغالبا عندما يكون هناك شخص فوق العادة لهذه الدرجة، هناك تفسير لذلك.
    Hortum olduğunda Hava Durumu Kanalı'nda güvenliğiniz için bodruma inmenizi söylemiyorlar mı? Open Subtitles أتعرفون عندما يكون هناك اعصار؟ ألا يخبروننا أن نذهب الى البدروم للأمان؟
    Daha fazla talep olduğu zaman kendisinden daha fazla kopya yapıyor. TED تصنعُ المزيد من النسخ من أنفسها عندما يكون هناك طلبًا عليها.
    Böylece, örneğin, fazladan yapılacak bakım işi olduğu zaman... taşıyıcılar iş değiştirecek demek değildir. Onların bunu yapmayacağını biliyorum. TED لذلك، على سبيل المثال، عندما يكون هناك عمل صيانة إضافي يتوجب عمله، انها ليست كذلك فالنمل الباحث عن الطعام لا يتحولون.
    Ortada üç şekerli çörek varken birini yiyip diğerini yalayamazsın! Open Subtitles عندما يكون هناك ثلاثة كعكات لا تأكل واحد, وتلعق الأخريات
    Şüphenin olduğu yere, inancı. Open Subtitles عندما يكون هناك شك، الايمان
    Kurban ile katil arasında bağ olduğunda bunu çok görürüz. Open Subtitles نراه كثيرا عندما يكون هناك علاقة بين الضحية و القاتل
    Bunlar bittiğinde, temiz bir zafer olduğunda kaderini tayin edersiniz. Open Subtitles وعندما ينتهي ذلك, عندما يكون هناك إنتصار واضح قرر مصيره
    Bir parça meyve olduğunda, yakınlarda başka bir parça olma olasılığı vardır. Kümelenmiş kaynaklar konusunda uzman karıncalar diğerlerini toplama için etkileşimi kullanır. TED عندما يكون هناك قطعة من الفواكة، فمن المحتمل وجود قطعة فواكة أخرى بالقرب منها، والنمل المتخصص في المصادر المتجمعة يستخدم التواصل في الغزو.
    Yardıma ihtiyaç olduğunda yardım görürüz. TED نرى المساعدة عندما يكون هناك حاجة للمساعدة.
    diye düşündüm. Bir ailede cinsiyet değiştiren bir kişi olduğunda bütün aile istesin ya da istemesin değişim geçiriyor. TED عندما يكون هناك شخص متحول جنسيًا في الأسرة، فإن كامل الأسرة يتحول سواء رغبوا في ذلك أو لا.
    Buzullar eridiğinde, daha çok yağmur ve daha az kar olduğunda suyun davranışında muazzam değişiklikler olacak. TED عندما يذوب الثلج، عندما يكون هناك مطر أكثر، وثلح أقل. ستكون هناك تغييرات ضخمة في الطريقة التي يسلك بها الماء.
    İç dünyamda çok heyecanlı bir şey olduğu zaman koşmam gerekiyor. TED عندما يكون هناك شيء مثير للغاية يحدث في عالمي الداخلي، يجب أن أركض.
    Kemiklerinin içinde yanlış bir şey olduğu zaman anlarlar Open Subtitles هم يستشعرون بهيكلهم العظمي عندما يكون هناك خطأ ما
    Arkasında bir surat ve seninki gibi kahramanlık hikâyesi olduğu zaman para toplamak o kadar kolay oluyor ki. Open Subtitles من السهل جمع الأموال عندما يكون هناك من يجمعها و قصة بطولية وراء جمعها
    Ama bir yanlış anlaşılma olduğu zaman direk olayın özüne inmeyi daha etkili buluyorum. Open Subtitles لكنني اجد عندما يكون هناك سوء فهم الطريقة المباشرة هي الانجع
    Özellikle etrafta vebadan dolayı bu kadar kötü haberler varken. Open Subtitles خاصة عندما يكون هناك الكثير من القصص الحزينة بعد الطاعون
    İlerideki kapıdan geçmek varken karanlıkta çitlerin üzerinden atlarsak tabii kolay olmaz. Open Subtitles ليس من السهل إذا كنت تصر على التسلق من خلال الأسوار في الظلام عندما يكون هناك بوابة جيدة تماما نصف ميل من الطريق
    Umutsuzluğun olduğu yere, umudu. Open Subtitles عندما يكون هناك يأس، الأمل
    Karanlığın olduğu yere, aydınlığı. Open Subtitles عندما يكون هناك ظلام، ضوء
    Kavalkemiği. Genelde bir tane varsa, başka bir tane de vardır. Open Subtitles {\pos(195,220)}عظمة ساق، عندما يكون هناك واحدة غالباً ما توجد الأخرى أيضاً
    Yalnızca biraz yardıma ihtiyacım var onu tanıyan biri neler olacağını anlayabilen biri beni neyin ne zaman olacağını hakkında uyarmalı. Open Subtitles أحتاج لبعض المساعدة، شخص يعرفه، شخص بإمكانه أن يخبرني بما يجري، ويحذرني عندما يكون هناك شيء قادم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more