"عندها يجب" - Translation from Arabic to Turkish

    • o zaman
        
    Eğer aklınızın bir köşesinde mantıklı şüphe varsa, en ufak bir şüphe o zaman sanığın suçsuz olduğuna dair karar vermelisiniz. Open Subtitles إن كان لديكم شك معقول في كون المتهم مذنباً شك مُبرر - عندها يجب أن تقدموا قراراً بأن المتهم غير مذنب
    Bu yolu yaymak için eğitilmişler o zaman onları zaptetmenin yolunu bulmak zorundasınız Open Subtitles هم مُتَدَرّبون .. للسير في ذلك عندها يجب أن تطبق عليهم الخناق
    Belki, ama o zaman gerçekten iki gücünü yapacak umut olacaktır. Open Subtitles ربما ، لكن عندها يجب حقاً أن تفكروا بقوة الإثنتان
    o zaman o bize o kaydedildikten sonra öldürebilir. Open Subtitles حسناً ، عندها يجب أن تقتلنا بعد أن ننقذها
    Yani bana güven istiyorsanız, o zaman ilk temiz gelmek gerekir. Open Subtitles . لذا إذا أردتني أن أثق بك ، عندها يجب عليك أن تعترف
    Çünkü o zaman yüzdelerle falan uğraşmamız gerekecek. Open Subtitles لأنه عندها يجب أن نتعامل بالنسبة المئوية وكل هذه الأمور
    Sana günün birinde çiçek verirsem o zaman endişelenmelisin. Open Subtitles اذا أعطيتك أزهاراً يوماً ما عندها يجب ان تقلقى
    Ama yemeği beğenmediysen iş değişir. İşte o zaman özür dilemelisin. Open Subtitles إلىٍ إن كان الطعام لايعجبك عندها يجب عليك أن تعتذري.
    Eğer burayı satıp, beni işsiz bırakacaklarsa o zaman ben de o paradan biraz almalıyım. Open Subtitles اذا كانوا سيقومون ببيع هذا المكان ثم ياخذوا مالهم ويتركوني بدون عمل عندها يجب ان احصل على بعض المال , يارجل
    İstifa söylentisi çıkaramazsın o zaman istifa etmen gerekir. Open Subtitles لا يمكنك أن تقول مسألة إستقالة لأنه عندها يجب أن تستقيل
    Mademki her şeyi Hint usulü yapıyoruz, ...o zaman yemekleri de masalara servis edelim. Open Subtitles اذا كنا سنفعل الشكل الهندي عندها يجب ان نقدم الطعام بينما هم جالسون
    Ama o zaman da yok olmazsa ameliyat seçeneğini düşünmek zorundayız. Open Subtitles ، لكن إذا لم نحصل على أخبار جيدة عندها يجب أن نفكّر بالعمل . الجراحي لإزالة الإنسجة المصابة
    Yok eğer benim bununla bir ilişkim olduğunu ileri sürüyorsanız, o zaman kendinize bir kanıt bulmanız gerekiyor. Open Subtitles ولكن, لو كنت تقترح حتى, ان لى دخل فى هذا عندها يجب ان تحصل لنفسك على دليل
    o zaman amirane bir sesle seslenmen gerekecektir. Open Subtitles حسناً, عندها يجب عليكِ أن تعثري على صوت متسلط عليهم.
    Eğer herhangi bir çocuk durumdan şikayet ederse, ya da, işlemezse o zaman bizi Nancy gösterirdi. Open Subtitles واذا كان اي احد من الاطفال يشكو أو أحد اخد شيء قليل عندها يجب أن نرى نانسي
    o zaman 50 bin doları başka bir şekilde bulmalıyım. Nasıl? Open Subtitles عندها يجب أن أحصل على الخمسين ألف دولار بأيّة طريقة
    Yetkinizin Yüce Tanrı'nın yetkisinden daha büyük olduğunu düşündüğünüzü söylüyorsanız o zaman aynı görüşte olmadığıma dair sizi bilgilendirmem gerekir. Open Subtitles ولو قلت لي بأنك تعتبر سلطتك أكبر من سلطة الخالق عندها يجب أن تعلم بأني لست خاضع لرأيك
    Ancak o zaman orada gerçekten ne işi olduğunu da anlatmak zorunda kalırsın, değil mi? Open Subtitles لكن عندها يجب أيضًا أن تُخبرها ما الذي كان فعلًا يفعله هناك ؟ هل يمكنك ؟
    o zaman üniformaları giyebileceğiz. Open Subtitles عندها يجب علينا الذهاب لنرتدي الزي الرسمي
    o zaman vakti gelince kristal sisteminden çıkacaktır. Open Subtitles حسنا، عندها يجب على الكريستال العبور من خلال نظامك في الوقت المناسب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more