Hala söyleyeceğim şeyler var anlatacaklarım var. | Open Subtitles | ما زال عندي أشياء أريد قولها لا زال عندي الكثير لأقوله |
Çünkü hakkında düşünmem gereken daha önemli şeyler var, hayatta kalmak gibi. | Open Subtitles | لأنه عندي أشياء أهم لأفكر بها مثل النجاة |
Çünkü hakkında düşünmem gereken daha önemli şeyler var, hayatta kalmak gibi. | Open Subtitles | لأنه عندي أشياء أهم لأفكر بها مثل النجاة |
Parçalara ayrılmaktan daha önemli işlerim var. | Open Subtitles | عندي أشياء أفضل لافعلها افضل ان اصبح متحللاً |
Çünkü yapacak daha iyi işlerim var. | Open Subtitles | لأن عندي أشياء أفضل أشغل بها وقتي |
Ama telefonda bazı özel şeylerim var geri alsam iyi olacak. | Open Subtitles | لكن عندي أشياء خاصة أخرى على هذا الهاتف ويجب أن أستعيده |
Üzgünüm ama bir kızın dev bir kavanoz dolusu çeyreklikle tarçınlı çörek almasını izlemekten daha iyi şeyler var. | Open Subtitles | آسف لكن عندي أشياء أهم أفعلها من أن أراها تدفع ثمن معجنات بالقرفة ببرطمان كبير من العملات المعدنية |
Daha sonra sana göstereceğim harika şeyler var. Dinle. | Open Subtitles | عندي أشياء رائعة لأٌريها لكِ لاحقاً |
Şu an uğraşacak başka şeyler var. | Open Subtitles | عندي أشياء أخرى للتعامل مع الآن. |
Seninle konuşmam gereken önemli şeyler var. | Open Subtitles | عندي أشياء مهمة أريدك أن تريها |
Ve de hazırlayacağım şeyler var. | Open Subtitles | و عندي أشياء لأحضرها بشكل جيد |
Bugün benim aşk günüm değil. Yapacak işlerim var. | Open Subtitles | إنّه ليس يوم حُبّي عندي أشياء لأقوم بها |
Yapacak işlerim var. | Open Subtitles | عندي أشياء للعمل |
Benim yapacak işlerim var. | Open Subtitles | عندي أشياء أفضل لفعلها |
Daha önemli işlerim var. | Open Subtitles | عندي أشياء كثيرة لأهتم بها |
Daha önemli işlerim var. | Open Subtitles | عندي أشياء أهم لأقوم بها |
"Benim de taşıyacak şeylerim var." | Open Subtitles | عندي أشياء أحملها أيضاً |