Bu uzun süreli kuşatma, Christophe’un şiddetli bir devrimle ilk karşılaşmasıdır. | TED | كان حصار المدينة الممتد هو أول مواجهة لكريستوف مع ثورة عنيفة. |
bölgede yer yer yıldırım düşmeleri ve şiddetli rüzgâr fırtınaları çıkması bekleniyor. | Open Subtitles | لذلك من المتوقع عواصف رعدية عنيفة و قاسية ربما ستحدث بعد قليل |
Şimdiye kadar hiçbir ağır suç ya da şiddet suçuyla suçlanmadı. | Open Subtitles | لم يُتّهم أبداً بأيّة جناية أو جريمة عنيفة من أي نوع |
Dalga mı geçiyorsun? Futbol gibi vahşi bir sporu izlemem. | Open Subtitles | أنت تمزح ، لا اريد مشاهدة رياضة عنيفة ككرة القدم |
Bazı yıllar, hiç gelmezler. Ama köylüler, yağrumurun geldiği zaman sert geleceğini biliyorlar. | Open Subtitles | في بعض السنوات , لا تأتي أبداً ولكنَّهاإذاجاءت، سيعرف القرويون أنَّها ستكون عنيفة |
Sayın yargıç, Charlotte Dalrymple kesinlikle değişken, agresif ve saldırgan hâller sergiliyor. | Open Subtitles | سيدي القاضي، يبدو أن شارلوت داورنبل تعاني من توترٍ وعدائية، ومشاعرٍ عنيفة |
Ve ardından gelen hayal kırıklığı, şiddetli olaylara neden olabilir. | Open Subtitles | والإحباط الذي يلي ذلك قد يؤدي إلى ردود فعل عنيفة |
Araç ilerlerken, şiddetli rüzgar hızları ve büyük ölçekte artan basınç kaydetti. | Open Subtitles | في الطريق لاسفل ,سجلت سرعات رياح عنيفة وضغط متزايد علي نحو واسع |
İkinci halka şehvet suçluları içindir, şiddetli bir fırtınayla savrulurlar. | Open Subtitles | الدائرة الثانية لإولائك المذنبون بالشهوة الذين طاروا وسط عاصفة عنيفة |
Genellikle şiddetli fırtınadan sonra yeryüzünde bu şekilde karışık lekeler görülür. | Open Subtitles | عادةً تجد بقعًا متفحمة كهذه على الأرض بعد عاصفة رعدية عنيفة. |
Çılgınlık bu, daima şiddet içermeyen bir yol vardır, biliyorsun. | Open Subtitles | هذا جنون هناك دائما طريقة غير عنيفة لإثبات وجهة نظرك |
Buna karşın, güçlü bir milliyetçilik anlayışı olmayan ülkelerde, örneğin, Kongo, Somali ve Afganistan, şiddet ve yoksulluğa meyilli olurlar. | TED | وعلى العكس من ذلك، فالدول التي تفتقد الحس القومي، مثل الكونغو والصومال وأفغانستان، تميل لأن تكون عنيفة وفقيرة. |
çok para yapan insanlar kavramına karşı ise bir tepkimiz yok. Bilirsiniz, çocuklara şiddet içeren video oyunları satarak | TED | كما تعلم. انت تريد ان تكسب 50 مليون دولار ببيع العاب فيديو عنيفة للاطفال. |
Elimizde sadece, kaba güç kullanılarak işlenmiş vahşi bir dizi cinayet var. | Open Subtitles | ما لدينا، هو سلسلة من جرائم القتل الشنيعة ارتكبت بواسطة قوى عنيفة |
Kalanlar vahşi suçlardan tutuklanan adamlar ve aynı süre içinde hapis yatanlar. | Open Subtitles | الباقون رجال أوقفوا لإرتكاب جرائم عنيفة وكل من سجنوا خلال الفترة ذاتها |
- Evet. Yok ya, bana çok sert geliyor onlar. | Open Subtitles | ـ أجل ـ أجل، أنها ليست عنيفة جدًا بالنسبة ليّ |
- Evet. Yok ya, bana çok sert geliyor onlar. | Open Subtitles | ـ أجل ـ أجل، أنها ليست عنيفة جدًا بالنسبة ليّ |
saldırgan köpek beslediğinize dair üç eyalette hakkınızda şikayet olmuş. | Open Subtitles | ضدك ثلاث شكاوي مسبقة في ثلاث ولايات مختلقة لامتلاكك كلاب عنيفة |
Mahkûm şiddete ne kadar yatkınsa, o kadar yıldız alır. | Open Subtitles | كلما كان لديه ميول عنيفة أكثر كان لديه نجوم أكثر |
Bay Gold, bildiğiniz gibi Bölge Başsavcısı James Lister Bailey Skandalında böyle vahşice öldürülen ikinci tanık oluyor. | Open Subtitles | سيد جولد انت على دراية بمحامى المقاطعة ليستر. الشاهد الثانى فى فضيحة بايلى والذى لقى نهاية مفاجئة و عنيفة |
Nörofizikte gördükleri, beynin farklı lobları arasında şiddetle esen bir fırtınadır. | Open Subtitles | ما شاهدوه في الفيزياء الطبيعية عبارة عن عاصفة عنيفة بين أرباع الدماغ المختلفة |
Madem Niles konuyu açtı, ben de Sherry'yi şamatacı ve aşırı süslü bulduğumu söylemeliyim. | Open Subtitles | الآن بكشفه للموضوع فأنا أجدها عنيفة وملتهبة |
öfkeli, zalim, amansız, zayıf ve fakir bir kocası var. | Open Subtitles | عنيفة ، قاسية ، عنيدة متزوجة من زوج ضعيف مسكين. |
- korkunç canavarıyla zalim görünüşlü bir kadın, ve yara izli genç bir adam. | Open Subtitles | إمرأة عنيفة معها وحش رهيب و شاب لديه ندبة |
"Ve vurulan tek bir acımasız, şiddetli bir darbede ne var ne yoksa önüne katıp, kaynayıp, köpürerek ve bekaret kanımın içerisinde kötü kokulara bürünerek vücudumun içerisinde, mümkün olan en uzun boyutuna erişti." | Open Subtitles | وفي دفعة واحدة عنيفة ، قاسية إقتحم , واكتسحَ كل شيء أمامهُ وعطّر واختمر بعبق دماء عُذريّتي |
Feci şekilde dövülmüştü ve yüzünde de işkence izleri vardı. | Open Subtitles | كان لديه كدمات عنيفة على رأسه يبدو أنه تعرض للضرب |