Burada gördüğümse birbirleriyle konuşmayı kesmiş düş kırıklığı nefrete dönüşmüş iki insan. | Open Subtitles | أرى شخصيْن توقّفا عن الحديث مع بعضهما البعض، تحوّل احباطهما إلى كراهيّة. |
Her gün işte gördüğün arkadaşlarınla konuşmayı bırakıp git kaynaş. | Open Subtitles | توقف عن الحديث مع من تراه في العمل يوميا، اذهب وتعرف على آخرين |
O çocukla içkiliyken konuşmayı kesmeliyim. | Open Subtitles | يجب ان اتوقف عن الحديث مع ذلك الفتى عندما اكون ثملاً حسناً ، لن افعل ذلك |
- Görevimden istifa ettiğimde Kongre üyeleriyle ulusal güvenlik meseleleri hakkında konuşmayı bıraktım. | Open Subtitles | عندما استقلت من منصبي توقفت عن الحديث مع أعضاء المجلس بخصوص الأمور التي تتعلق بالأمن القومي |
Hey, o şeye konuşmayı bırak. | Open Subtitles | مهلا, توقف عن الحديث مع هذا الشيء |
Kendi kendine konuşmayı kes, TV izlemene izin vereceklerdir. | Open Subtitles | [ توقف عن الحديث مع نفسُك وسيجعلونك تشاهد التلفاز ] |
Kendi kendine konuşmayı kes. | Open Subtitles | توقّف عن الحديث مع نفسك |
Kendi kendine konuşmayı kes. | Open Subtitles | توقّف عن الحديث مع نفسك |
Ivy, erkek arkadaşınla konuşmayı bırak ve çalışmaya başla. | Open Subtitles | آيفي) ، كفي عن الحديث مع) خليلكِ وابدأي بالعمل |
Oğluyla konuşmayı bıraktı. | Open Subtitles | .لقد توقف عن الحديث مع ابنه |
Annem kardeşimle konuşmayı bıraktı. | Open Subtitles | أمي توقفت عن الحديث مع أخيها |
Bu herifle konuşmayı bırak. | Open Subtitles | توقف عن الحديث مع هذا الأحمق |
Bırak şu topalla konuşmayı! | Open Subtitles | كفُي عن الحديث مع هذا الأعرج |
Vajinamla konuşmayı keser misin! | Open Subtitles | توقف عن الحديث مع فرجي! |
"Marina ile konuşmayı kesmen gerekir... | Open Subtitles | (يجب أن تتوقف عن الحديث مع (ماريانا |