Belki bir süre sonra, kendine işkence etmeyi bırakıp bir arada olmamamız için, hiçbir neden olmadığını fark edersin. | Open Subtitles | ربما بعد فترة ستتوقف عن تعذيب نفسك وتدرك بأنه ليس ثمة مانع يمنعنا أن نكون معاً |
Kendine işkence etmeyi bırak. Bir anlamı yok. | Open Subtitles | توقفي عن تعذيب نفسكِ، ذلك لا يعني شيئاً. |
Ama bunu yapmak istemiyorsan ve yanlış olduğunu düşünüyorsan, o zaman bunun hakkında konuşmayı, kendine ve bana işkence etmeyi bırak. | Open Subtitles | لكن إذا لم تكن تريد فعل ذلك إذا كنت تعتقد انّ ذلك خطاً إذاً توقف عن التحدث بشأن ذلك و توقف عن تعذيب نفسك |
Kendinize işkence etmenin vakti gelmedi. | Open Subtitles | حان الوقت لتتوقف عن تعذيب نفسك |
Bu adama işkence yapmaktan mı bahsediyorsun? | Open Subtitles | هل تتحدث عن تعذيب هذا الرجل؟ |
Kendine işkence etmeyi bırak. Bebek falan istediğin yok senin. | Open Subtitles | توقفي عن تعذيب نفسك فأنتِ لا تريدين طفلاً |
Bu egzersizin amacı kendine işkence etmeyi engellemekti. | Open Subtitles | المغزى من هذا التمرين كان إيقافك عن تعذيب نفسك |
Kardeşime işkence etmeyi kes. Ve bana burada neler döndüğünü söyle. | Open Subtitles | كفّي عن تعذيب أخي، وأنبئيني بما يحدث هنا تحديدًا. |
Umarım yakında kendine işkence etmeyi keser | Open Subtitles | ولا أتمنى سوى أن تتوقف .. عن تعذيب نفسك |
Ross, kendine işkence etmeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | عليك التوقف عن تعذيب نفسك |
Kendine işkence etmeyi bırak, tamam mı? | Open Subtitles | أرجوك كفى عن تعذيب نفسك |
Kendine işkence etmeyi bırak. | Open Subtitles | يجب أن تتوقّفى عن تعذيب نفسك |
İnsanlara işkence etmeyi kes! Dur! | Open Subtitles | توقف عن تعذيب البشر |
-lütfen kendine işkence etmeyi bırak | Open Subtitles | أرجوك توقف عن تعذيب نفسك |
Kendine işkence etmeyi bırak. | Open Subtitles | توقفى عن تعذيب نفسك |
Kendine işkence etmeyi kesip, ne hissettiğini söyle ona. | Open Subtitles | هلّا توقفت عن تعذيب نفسك |
Kendinize işkence etmenin vakti gelmedi. | Open Subtitles | توقف عن تعذيب نفسك |
Bu adama işkence yapmaktan mı bahsediyorsun? | Open Subtitles | هل تتحدث عن تعذيب هذا الرجل؟ |