Onun özel hayatı hakkında bir şeyler bilmemen garip değil mi? | Open Subtitles | ألا تعتقدين أنه لاغريب أنكِ لا تعرفين شيئاً عن حياتها الخاصة؟ |
Özel hayatı hakkında pek bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | لم اكن اعرف اي شيء تقريبا عن حياتها الخاصة |
Hâlâ geri dönmedi, nereden başlayacağım konusunda hiçbir fikrim yok çünkü hayatı hakkında hiçbir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد ذهبت , ولاأعلم من أين ابدأ لأنى لا أعلم اى شىء عن حياتها دائما أكون مشفولة , وأضع القوانين |
Onu terk ettin. hayatı hakkında hiçbir şey bilmiyorsun, namussuz! - Kes şunu! | Open Subtitles | لقد هجرتها, لا تعرف شيئا عن حياتها ايها الوغد |
Polisi aramalıydım, biliyorum ama konuşmaya başladık ve bana hayatını anlattı. | Open Subtitles | أعرف أنّه كان بنبغي أن أتّصل بالشرطة، ولكن... بدأنا التحدّث وأخبرتني عن حياتها. |
onun hayatından bütünüyle sorumlu olacağım. Ölene kadar. | Open Subtitles | و سأكون مسئولا عن حياتها بأكملها حتى مماتي |
Dediğim gibi, onun özel hayatı hakkında fazla bir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | حسنا كما قلت، أنا لا أعرف الكثير عن حياتها الخاصة. |
Benimle hayatı hakkında konuşmak istiyor. Ne olabilir ki? | Open Subtitles | تريد أن تخبرني شيئاً عن حياتها ما هو؟ |
hayatı hakkında bilgi edinmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول فقط التعلم قليلاً عن حياتها |
Orada ki hayatı hakkında pek fazla konuşmazdı. | Open Subtitles | انها لم تتحدث كثيرا عن حياتها هناك |
Özel hayatı hakkında hiçbir şey bilmiyorum. | Open Subtitles | لا اعرف أي شيء عن حياتها الشخصية |
Savaştan sonraki hayatı hakkında hiçbir şey bilinmiyor. | Open Subtitles | (كيت اوترسدورف) لا شيء معروف عن حياتها بعد الحرب |
Özel hayatı hakkında bir şey bilmiyordu. | Open Subtitles | و أنه لا يعرف شيئاً عن حياتها الشخصية - إذاً فقد كذب (دانييل) علينا , ما السبب ؟ |
Sonra o da bana hayatını anlattı. | Open Subtitles | و بعد ذلك اخبرتني عن حياتها |
Bir de, kardeşim dedi ki, onun hayatından uzak duracakmışsın. | Open Subtitles | وتخبركَ أختي بأن تبتعد عن حياتها |