"عن سؤال" - Translation from Arabic to Turkish

    • soruya
        
    • soruma
        
    • sormak
        
    • sormayı
        
    • soruyla
        
    Tek bir soruya bile yanlış cevap verirse beyninin yardımsever, yaratıcı ya da kibirli olmasını sağlayan bölümlerinde bir sorun olduğu anlamına gelebilirdi. Open Subtitles لو انه أجاب عن سؤال واحد خاطئ ذلك يعني أن دماغه قد تدهورت إلى أبعد من نقطة أن يشعر بأنه مفيد أو مثمر
    Ve bu çalışmalar çok çok önemli bir soruya zerre katkı sağlamadı, ki bu soru kalp hastalığı olan kadınlar için en etkili tedavi yöntemleri nelerdir sorusuydu. TED وهذه الدراسات لم تسهم بمقدار ذرة للإجابة عن سؤال شديد الأهمية ما هي أكثر أنواع العلاج فاعلية ضد مرض القلب عند النساء؟
    Ve bir erkekten istedigin her seyi veririm ama bir soruya dogru yanit vermen sartiyla. Open Subtitles وساكون كل شيء رغبتي به في اي رجل لو00 استطعني ان تجيبي عن سؤال واحد بطريقة صحيحة
    Sadece şu soruma cevap ver. Karının sutyeninin kocamın yatağında ne işi var? Open Subtitles أجب عن سؤال واحد فقط ، كيف وصلت حمالة صدر زوجتك إلى فراش زوجي؟
    Dönem boyu sana sormak istediğim soru böylece yanıtlandı. Open Subtitles هذا جواب عن سؤال أردت أن أطرحه عليك طوال الفصل
    Bir süre sonra insan neden diye sormayı bırakıyor. Open Subtitles بعد فترة من الوقت، تتوقف عن سؤال نفسك لماذا
    Bugün, rahatsız edici bir soruyla ve onun aynı şekilde rahatsız edici cevabıyla ilgili konuşmak üzere buradayım. TED أنا هنا لأتكلم عن سؤال مزعج وله اجابة تتساوى له بالازعاج.
    Senin milyon dolarlik teknigin soruya soru ile cevap vermek. Open Subtitles ,تقنيتُك ذات المليون دولار تجيب عن سؤال بسؤال حسناً, إنك لن تنجو هذه المرة
    Şimdi bile bilim insanları bu soruya cevap veremezler. Karadelik nedir? Open Subtitles حتى في الوقت الحالي لا يمكن للعلماء أن يجيبوا عن سؤال ماهيّة الثقب الأسود
    - Sadece bir soruya cevap vereceğim. Annemi öldürme emrini sen mi verdin? Open Subtitles سأجيب عن سؤال واحد هل أصدرت الأمر بقتل أمي؟
    Senin soruya soruyla karşılık vermen gibi. Open Subtitles مثل الطريقة التي تجيب بها عن سؤال بسؤالاً اخر
    Ucu açık bir soruya verdikleri cevabın kendi ifadeleriyle: "Onların siyasi sistemleri açık ve demokrasiyi tam anlamıyla yürütüyorlar." TED نقلا عن كلامهم نفسه عن سؤال ذو إجابة مفتوحة سمعنا: "نظامهم السياسي شفاف ويتبع الديمقراطية في معناها الصحيح"
    Bir soruya cevap verebilir misiniz bayan? Open Subtitles هلا اجبت عن سؤال واحد لأجلنا,سيدتي؟
    Kazanırsam, çok özel bir soruya cevap vermeye söz veriyor musun? Open Subtitles هلّا أجبتِ عن سؤال شخصي إن فزت؟
    soruya soruyla karşılık verme. Open Subtitles لماذا رجعت؟ لا تجيب عن سؤال بسؤال اخر
    Bir soruya cevap vererek başlamaya ne dersin? Open Subtitles ماذا لوبدأتي بالإجابة عن سؤال ؟
    Beni bir hafta aralıksız sorgulayabileceğiniz halde, tek bir soruma bile yanıt alamayacak mıyım? Open Subtitles لقد وضعتني في صندوق لمدة إسبوع كامل لأجيب عن أسئلتك وأنت لا تستطيع الإجابة عن سؤال واحد من أسئلتي
    Merak ediyordum... Acaba bir soruma yanıt verebilir misin? Open Subtitles كنت أتسائل هل تجيب لي عن سؤال ؟
    Kuduz olmuş adama sormak yerine teçhizat kamerasındaki filme baksak nasıl olur? Open Subtitles عوضا عن سؤال الرجل المكلوب ما رأيكم بمشاهدة الفيلم في آلة تصوير خوذته
    Devon, babamın neden hayatım boyunca ortalarda olmadığına dair makul bir cevap mevcutken sormak aklına gelmedi mi? Open Subtitles لأني لا أريد أن أكذب عليكِ ديفون، الاجابة المشروعة الفعلية عن سؤال لماذا غاب أبي عن حياتي بأكملها وأنت لم تفكر أن تسأل هذا السؤال؟
    Evlendiğimizde, bu soruyu sormayı keser misin? Open Subtitles عندما نتزوج هل تعتقدين انك تستطيعين التوقف عن سؤال هذا السؤال؟
    Kendime yıllarca önce bu soruyu sormayı bıraktım. Open Subtitles لقد توقفت عن سؤال نفسي هذا السؤال منذ عدة سنين
    Bilim insanları için "ölüm sonrası" sorusu ...başka bir soruyla etle tırnak gibi bağlantılıdır. Open Subtitles إن مسألة الحياة بعد الممات بالنسبة للعلماء سؤال لا ينفصم عن سؤال آخر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more