"عوامل" - Translation from Arabic to Turkish

    • faktörler
        
    • faktörleri
        
    • faktörü
        
    • etkenler
        
    • faktör
        
    • faktörlerini
        
    • faktörlerinin
        
    • sebepler
        
    • etken
        
    • Etkisi
        
    • faktöre
        
    • maddeleri
        
    • etmenler
        
    • etkenlere
        
    • çarpanları
        
    Kısa pozisyon hamleni destekleyen... ..başka faktörler olduğunu tarz ediyorum. Open Subtitles لكن أفترض أن ثمة عوامل أخرى تؤثر على البيع المكشوف
    Bu hesaplarda ortalama kilo, fiziksel aktivite ve kas yoğunluğu gibi faktörler baz alınır. TED هذه التقديرات بناءً على عوامل كمتوسط الوزن والنشاط البدني والكتلة العضلية.
    Ve bu kök hücreler kan akımında yüzerek tamir edilebilmelerini sağlayacak büyüme faktörleri salgılamak için hasarlı organlarımıza yerleşir. TED و هذه الخلايا الجذعية تسبح في مجرى الدم. ثم تستقر في الأعضاء التالفة. لإطلاق عوامل النمو لإصلاح النسيج التالف.
    Eğer kendiliğinden kurulma işlemini kendi yaşantımızda kullanmak istersek dört önemli faktörü göz önünde bulundurmamız gerekir. TED إذن إن أردنا استخدام التجميع الذاتي في محيطنا المادي، أعتقد أن هناك أربع عوامل رئيسية.
    Ayrıca, bazı bulaşıcı etkenler de otizme neden olabilir. TED إضافة إلى ذلك، من الممكن أن تكون هناك عوامل معدية و التي يمكن أن تسبب التوحد.
    Seni severiz Robert, ama bir çok faktör var. Open Subtitles نحن نحبك روبرت لكن هناك عوامل كثيرة حسناً؟
    Risk faktörlerini kontrol ettik sadece kontrol hapı kullandığını bulduk. Open Subtitles نحن تحققنا من عوامل الخطر ووجدنا أنها كانت تأخذ حبوب
    Aslında bu rahatsızlıklar için gereken hassaslık ve risk faktörlerinin eksikliğidir. TED إن الأمر هو غياب عوامل الحساسية والمخاطرة لهذه الاضطرابات.
    Yoksa bizi buraya getiren daha derin yapısal faktörler mi vardı? TED أم أن للأمر عوامل هيكلية عميقة تسببت في ما نحن فيه اليوم؟
    Beslenme şekliniz, tedavileriniz, yaşam tarzınız gibi tüm faktörler, sizin nasıl koktuğunuzu etkiliyor. TED عوامل مثل نظامك الغذائي والأدوية و أسلوب حياتك جميعها يميّز رائحتك.
    İnsan davranışları hakkında bir tahminde bulunduğunuzda yeni faktörler ortaya çıkar, çünkü şartlar sürekli değişmektedir. TED عندما تتوقع شيئًا عن سلوك الإنسان تظهر عوامل أخرى لأن الظروف تتغير باستمرار.
    Daha da önemlisi, erkekler başarıları için kendilerine pay biçerlerken, kadınlar dış faktörleri etken olarak görüyorlar. TED والأهم من ذلك، يعزي الرجال نجاحهم لأنفسهم، بينما تعزيه النساء الى عوامل خارجية.
    Peki molekülleri tutamazken moleküler faktörleri nasıl anlarız? TED ولكن كيف لنا اكتشاف عوامل جزيئية إن كنا لا نمتلك الجزيئات؟
    Yüksek tansiyon ayrıca glokom için de en büyük risk faktörü, ki glokom Alzheimer'ın gözde görülenidir. TED كما انه من اكبر عوامل الخطر لزرقة العين وهو كمرض النسيان للعين
    En açık risk faktörü yaş. TED إنّ أكثر عوامل الخطورة وضوحًا هو العُمر.
    Okyanus akıntıları çeşitli dış etkenler sonucu oluşur. Rüzgâr, gelgitler, su yoğunluğundaki değişim ve Dünya’nın dönüşü gibi. TED تتسبب عدة عوامل في حدوث التيارات المحيطية: الرياح والمد والجزر والفروقات في كثافة المياه ودوارن الأرض.
    - Hayır, sadece hırıltılı solunum. - Herhangi bir uğultu, kardiyak faktör? Open Subtitles لا , فقط صفير ايه نفخات, عوامل اعتلال القلب ؟
    Sağlıklı kalpleri olanlar için bu uygulama kan basıncını düşürebilir ve kardiyovasküler hastalık için risk faktörlerini azaltabilir. TED أما بالنسبة لمن يتمتعون بقلوب صحية، يمكن لهذه الممارسة خفض ضغط الدم وتقليل عوامل خطر التعرض للمرض القلبي الوعائي.
    Biraz kan alıp pıhtılaşma faktörlerinin az olup olmadığına bakacağız. Open Subtitles سنسحب بعض الدم و نري إن كان أي من عوامل التخثر قليلة أو معدومة
    Ama dikkatinizi çekmek istediğim bir takım hafifletici sebepler var efendim. Open Subtitles لكن هناك عوامل مخففة يا سيدتي أود أن ألفت نظرك إليها.
    Jen "Aaa Etkisi" sayesinde çok daha fazla para toplayacağımız düşünüyor. Open Subtitles سوف يجنى هذا الكثير من المال " بسبب عوامل الـ " آآآه
    Çalışmalar çoğu zaman katılımcıları coğrafya, yaş, cinsiyet veya diğer birçok faktöre bağlı olarak sınırlamaktadır. TED غالباً تحدد الدراسات المشاركين بناءً على الموقع الجغرافي أو العمر أو الجنس، أو على عوامل أخرى.
    Alkolün aşırı tüketimi, ciğeri zehirler glutatyon ve diğer zehir çıkarıcı maddeleri daha az sağlamasına sebep olur. Open Subtitles الإفراط في تناول الكحول يسمم الكبد حتى تفرز مخزونها من الغلوتاتينول و عوامل أخرى من مضادات التسمم المرجعة
    Süt patojenlerle savaşa yardım eden bağışık etmenler sağlar ve anne sütü bebeğin vücuduna uyarıcı hormonlar sağlar. TED يوفر الحليب عوامل مناعية تساهم في محاربة مسبِّبات الأمراض، كما يوفر حليب الأم هرمونات ترسل إشارات إلى جسم الرضيع.
    Birçok varyasyonu olan ikilem, doğru ya da yanlış olduğunu düşündüğümüz şeyin artı ve eksilerin mantıksal tartımından başka etkenlere bağlı olduğunu gösteriyor. TED وتبدو المعضلة في اختلافاتها العديدة حول ما نراه صحيحًا أو خاطئًا، يعتمد على عوامل أخرى غير الترجيح المنطقي للإيجابيات والسلبيات.
    Bütün insanların dünyası hakkında konuşmadan önce, alakasız okul matematiği olarak düşünebileceğiniz bir şeyden bahsetmem gerek: sayıların çarpanları. TED لكن قبل أن أتحدث عن العالم الإنساني بأسره، أحتاج أن أتحدث عن شيء قد تفكرون فيه على أنّه غير مرتبط بالرياضيات المدرسية: عوامل الأعداد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more