"عوضاً عن ذلك" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bunun yerine
        
    • onun yerine
        
    • Oysa
        
    • Onların yerine
        
    • yapmak yerine
        
    Bunun yerine, tekstil fabrikalarını kurmak için Türkiye ve Meksika'yı seçtiler. Çünkü eğitim seviyeleri %25 ile %30 arasındaydı. TED فلقد اختاروا المكسيك وتركيا عوضاً عن ذلك لنصب مصانع القماش لأن مستوى تعليمهم كان حوالي 25 إلى 30 بالمئة
    Bunun yerine, ana karakterin kararsızlığının derinliklerine ve bunun trajik sonuçlarına eğiliyor. TED فهي تسبر عوضاً عن ذلك أعماق تردد بطلها والعواقب الفاجعة لذلك التردد
    Bunun yerine organik çiftçi olmaya karar verdim. TED اما الان فقد قررت ان اصبح مزارع بالمواد العضوية عوضاً عن ذلك ..
    onun yerine yaptıkları insanları alıp teker teker soluk bir odaya koymak ve bir saat boyunca başlarına gelen kötü şeylerden konuşmalarını istemek." TED عوضاً عن ذلك فهم أخذوا الناس واحد تلو الآخر إلى غرف صغيرة داكنة وجعلوهم يتكلمون لمدة ساعة عن أمور سيئة قد حدثت لهم."
    onun yerine, bir soru ile başladı: Niyetin neydi? TED إلا أنه عوضاً عن ذلك إفتتحت حديثها بسؤال: ما كان هدفك؟
    İngiltere'ye dönüp onu orada bırakabilirdim ama onun yerine beraberimde eve getirdim. Open Subtitles كان بوسعي أن أهرب عائداً لانجلترا وأتركها هناك لكن عوضاً عن ذلك أحضرتها إلى الديرا معي
    Oysa sadece hiç döllenme gerekmeyen bir yumurta da üretebilirdi Open Subtitles عوضاً عن ذلك, تقوم ببساطة بإنتاج بيض لا يحتاج لتخصيب
    Bunun yerine, doğum günleri ve küpköklerden çok daha ilginç bir şey hakkında, biraz daha derin ve benim zihnime, işten daha yakın birşey hakkında konuşacağım. TED أنا أرغب بالتحدث عوضاً عن ذلك عن شيء مثير للإهتمام أكثر بكثير من أعياد الميلاد والجذور التكعيبية أنه شيء أعمق وأقرب إلى عقلي .. من عملي
    Bu komut, herhangi bir hareket üretmez, ancak Bunun yerine beynin diğer bölümlerine yaklaşan hareketin bilgisi gönderilir. TED تلك النسخة لا تولّد أيّة حركة بنفسها ولكن عوضاً عن ذلك تُرسَل إلى مناطق أخرى من الدماغ لإعلامها بما هو على وشك الحدوث.
    - Bunun yerine sizden evine gitmenizi istedi. - Evet. Open Subtitles ـ عوضاً عن ذلك ، طلب منك زيارته في منزله ـ نعم
    Sana Hindustani üzerine bir kitap vereyim, Bunun yerine onu öğren. Open Subtitles أستطيه أن أعطيك كتاباً عن اللغة الهندية عوضاً عن ذلك
    Bunun yerine, havaya zıpla ve bir tekmeyle kafasını kopar. Open Subtitles ..عوضاً عن ذلك .. أنا أريدك أن تقفز عليه
    Ama bir genç normal Amerika gençliğinin uğraşları tarafından ayartılamadı ve Bunun yerine matematiğin bazı büyük problemlerine el atmayı seçti. Open Subtitles لكن مراهقٌ واحد لم ينساق وراء المطاردة الطبيعية للمراهقة الأمريكية لكنه اختار عوضاً عن ذلك التشبث بواحدة من أهم معضلات الرياضيات.
    Bunun yerine, orada durup, ölmesini izledim, ve... Open Subtitles عوضاً عن ذلك لم أقم بشيء سوى رؤيته وهو يموت
    Bütün zamanların en güçlü cadılarının istedik ama onun yerine güçsüz sahtekarları aldık. Open Subtitles فلقد طلبنا، أعظم ساحرات العالم بأكمله، و عوضاً عن ذلك حصلنا على مُخادعات ضعيفات
    onun yerine şapkasını getirdim, Open Subtitles لذا جلبت قبعتها الشمسية عوضاً عن ذلك حسناً؟
    Üniversiteler liginde rahatlıkla oynayabilirdi. Ama onun yerine baba oldu. Open Subtitles نعم ، فقد كان باستطاعته احتراف لعب السلة و لكنه فضل أن يصبح أباً عوضاً عن ذلك
    Bunun balon röportaj olması gerek ama onun yerine... lise aşkıyla olan kavgalarını soruyorsun. Open Subtitles ما الذي تفعلينه؟ من المفترض ان تكون مقابلة للحملة , و عوضاً عن ذلك أنتِ تحاولين التشاجر مع صديقته السابقة
    Eve gittiğini sanıyordum ama onun yerine şehir merkezine gitti. Open Subtitles توقعت أنها تتجه إلى البيت، لكنها ذهبت إلى وسط المدينة عوضاً عن ذلك
    Buraya gelip beni çuvala tıkarak sınır dışına gönderebileceğini sandın ama onun yerine karımla yattın. Open Subtitles هل تظن بأنّه باستطاعتك المجيء إلى هنا و وضعي في حقيبة و إرسالي عبر الحدود و لكن عوضاً عن ذلك قمت بمعاشرة زوجتي
    Oysa soğuk, karanlık bir mağarada cüzzamlılarla birlikte saklanıyoruz. Open Subtitles عوضاً عن ذلك... نحن ...نختبيء في كهفٍ باردٍ مظلم مع مجموعة مجذومين
    Onların yerine kulaklarımı kullanıyorum! Open Subtitles أستخدم آذاني عوضاً عن ذلك!
    Bu yüzden öyle yapmak yerine, kalkanını döndürür ve ona arkadan yaklaşır. Open Subtitles لذا ما فعله عوضاً عن ذلك اخذ درعه واستداره ثم اقترب منها من الخلف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more