"عَنيتُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • demek istedim
        
    • kastettim
        
    • Kastettiğim
        
    • kastetmiştim
        
    • demek istemiştim
        
    • ciddiydim
        
    • kast
        
    • demek istediğim-
        
    Ben daha çok fiziki açıdan demek istedim. Open Subtitles نعم، حَسناً، تَعْرفُ، أَحْزرُ عَنيتُ أكثرَ عَلى نَحوٍ طبيعي.
    Oh Doktor, Öyle mutluyum ki, uçamadım, yani çenem düştü, yani, uçamam ama demek istedim ki ne söyleyeceğimi bilemedim, yine de birşeyler söyleyip duruyorum... Open Subtitles أوه دكتور ، أَنا سعيدُ جداً أَنا لا يطيرُ أَعْني ، أنا لا أَنا لا يطيرُ لَكنِّي عَنيتُ صامتاً بالرغم من أنّني لا أتكَلم
    Lenslerimden kurtulmak için lazer ameliyatını kastettim. Open Subtitles عَنيتُ إجراءَ الليزرَ لذا أنا يُمْكِنُ أَنْ أَرى بدون إتصالاتِي.
    Kastettiğim şey onun için mükemmel olduğundu. Open Subtitles الذي عَنيتُ ذلك أنت مثالي لَهُ.
    Ev ziyareti. Ben araştırdım dediğimde, interneti kastetmiştim. Open Subtitles حَسناً، عندما قُلتُ بحثاً، عَنيتُ أَذْهبَ على الإنترنتَ.
    Çalışmak istemiyorum demek istemiştim belki mesai saatleri dışı bir şey daha hoş olurdu. Open Subtitles عَنيتُ ذلك أنا لا wanna يَعْملُ، لكن الشيءَ أكثرَ مِنْ الساعةِ قَدْ تَكُونُ لطيفةَ.
    Üç yıl önce rozetini alırken, seni tekrar aramızda görmekten büyük mutluluk duyacağımı söyledim ve ciddiydim. Open Subtitles أخبرتُك لا شيءَ أعطِني سرورَ أكثرَ مِنْ لرُؤية أنت أعدتَ تنصيب، وأنا عَنيتُ ذلك.
    Hata derken, kocanızın hatası değildi demek istedim çünkü ayılar doğal olarak aç olurlar. Open Subtitles عندما قُلتُ غلطة، عَنيتُ بأنها لم تكن غلطة زوجك لأن الدببةَ جائعة طبيعياً.
    47.Sayfa demek istedim. 47. sayfa. Open Subtitles عَنيتُ رقّمْ صفحات 47. رقّمْ صفحات 47.
    - Hayır, Frengi demek istedim. Open Subtitles لا، عَنيتُ مرض الزهري
    İşlerin normale dönmesini kastettim. Open Subtitles لقد عَنيتُ فقط أن تعود الأمور للشكلِ العاديّ.
    Hayır, şeyi kastettim biliyorsun. Open Subtitles لا، أنا فقط عَنيتُ... تَعْرفُ.
    Yani, yeni yerini kastettim. Open Subtitles عَنيتُ المكانَ الجديدَ.
    Kastettiğim, onun seninle olmasını sevmiyorum. Open Subtitles الذي عَنيتُ كُنْتُ أنا لا أَحْبُّه لَك.
    Kastettiğim o değildi. Open Subtitles - لا، ذلك لَيسَ الذي عَنيتُ!
    Burada derken, bu durumu, her daim düştüğüm bu durumu kastetmiştim. Open Subtitles أنا فقط عَنيتُ هنا، مثل، في هذه الحالةِ، أي حالة نفسها بِأَنِّي دائماً في.
    Pembe olanları kastetmiştim ,siyahları değil. Open Subtitles و تُزينِ الحفلة عَنيتُ بالوردي،و لَيسَ بألاسودَ.
    Mary-Ann demek istemiştim. Open Subtitles عَنيتُ ماري آن.
    Çünkü "gerisayım" demek istemiştim. Open Subtitles لأن الذي عَنيتُ كَانَ عدّ تنازلي -
    Geçen akşam, kızların önünde söylediğim şeyde ciddiydim ve... Open Subtitles عَنيتُ ما قُلتُ أمام البنات اللواتي الليل الآخر.
    Dün gece söylediğim her şeyde ciddiydim. Open Subtitles عَنيتُ كُلّ شيءَ قُلتُ ليلة أمس.
    - Yemeği kast etmiştim. Open Subtitles عَنيتُ غداءاً. الحقّ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more