Amerikalılar, Uday'in bugün Şiiler tarafından vurulduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | الأميركان يقولون بأن عُدي قد تعرض لعملية أختيال فاشلة بواسطة الشيعة. |
Erkek kardeşim olsun istedim, ama babam benim "Kusay"a ihtiyacı olmayan bir "Uday" olduğumu söyledi. | Open Subtitles | "أردت فقط أخ صغير ، ولكن أبي قال أنني "عُدي "ولست بحاجة إلى "قُصي |
Ve ben onun iki oğlu Uday Ve Falafel'i yakaladığımıza asla inamıyorum. | Open Subtitles | وأنا أظن أننا لم نلقِ القبض على إثنين من أولاده؛ (عُدي) و(فلافل)! |
Babam Uday hakkında böyle konuştuğunu duymasın. | Open Subtitles | لاتدع أبي يسمعك وأنت تتحدث عن (عُدي) هكذا |
Bebeğim odana geri dön, olur mu? | Open Subtitles | عزيزتي، عُدي إلى غرفتكِ، مفهوم؟ |
Bir lider, müzakere etmeyi de bilmeli Uday. | Open Subtitles | يجب أن يكون القائد جاهزاً للنقاش يا (عُدي) |
Korkarım bu tür davranışlar Uday için normal. | Open Subtitles | أخشى أن هذا نوع من السلوك يبدو عادياً بالنسبة لـ(عُدي) |
Uday'ın davranışlarının ailesi ve hükümetin tipik davranışı olduğunu söyleyenler. | Open Subtitles | أولئك الذين يشعورون بأن سلوك (عُدي) هو نموذج هذه العائلة وهذه الحكومة |
Uday'ın davranışları başkanımızı ve ailesini utandırıyor. | Open Subtitles | بأن تصرف (عُدي) جلب لنا درجة من العار في هذا البيت |
Uday Hüseyin'in özel korumaları tarafından kaçırıldılar. | Open Subtitles | تم خطفهن من قبل حراس (عُدي صدام) الخاصيين |
Uday Hüseyin'in özel korumaları tarafından kaçırıldılar. | Open Subtitles | تم خطفهن من قبل حراس (عُدي صدام) الخاصيين |
Bunun zor olduğunu biliyorum fakat Uday bu şekilde istiyor. | Open Subtitles | أنا أعلم بصعوبة الأمر، لكن هذهِ هي أوامر (عُدي). |
Uday şiddetli bir baş ağrısıyla yatağına girdi çünkü Yassem Al-Helou, kaz tüyü av yeleklerini ütülemeyi unutmuş. | Open Subtitles | (عُدي) ذهب للفراش مع صداع في الرأس. لأن (ياسين الحلو) قد نسي بأن يكوي بذلتهُ القطنية الخاصة بالصيد. |
- Uday. | Open Subtitles | (*الأبن الثاني لصدام وشقيق عُدي الأصغر*). |
Ama Uday'in Cenova'da amcasıyla kumar oynadığını biliyorum. | Open Subtitles | لكنني أعلم بأن (عُدي) في جينيف، يقامر بصُحبة عمهُ. |
Bu Uday'in arkadaşlarına verdiği doğum günü partisi ve hepinizi çıplak görmek istiyorum, hepinizi! | Open Subtitles | أنها حفلة عيد ميلاد (عُدي) لأصدقائي، أريدُ أن أراكم جميعاً عراة، جميعكم! |
Uday Saddam Hussein, bir suikast girişiminden sonra sakat kaldı. 2003'te Amerikan kuvvetleri tarafından öldürüldü. | Open Subtitles | (عُدي صدام حُسين) نجى من محاولة أغتيال، قُتلَ لاحقاُ من قبل القوات الأميركية أبان الغزو الأميركي للعراق سنة 2003. |
Onu öldürdün! Onu öldürdün, Uday! | Open Subtitles | لقد قتلته, لقد قتلته يا (عُدي) |
Şu an Uday konusunu tartışıyoruz. | Open Subtitles | المسئلة التي في أيدينا هي (عُدي) |
İşler kötüleşmeden önce anavatanına geri dön. | Open Subtitles | ...قبل أن تسوء الأوضاع ...عُدي إلى وطنك |
Lola, işe geri dön. | Open Subtitles | (لولا)، عُدي إلى العمل. |