Adadan, sadece aşık olduğum kadını bulup onunla evlenebilmek için ayrıldım. | Open Subtitles | تمكّنتُ من الزواج ممّن أحبّ لأنّي غادرتُ الجزيرة فقط |
Ben de komisyoncumla görüşmeme geç kalmıştım. 14:30 gibi ayrıldım. | Open Subtitles | كلا ، بحلول ذلك الوقت ، كنت متأخراً عن مقابلة وسيطي ، لذا غادرتُ ، الساعة الـ 2: |
Ben yarım saatliğine çekip gittim. Sen beni 1 sene yalnız bıraktın. | Open Subtitles | حسنًا, لقد غادرتُ مدة نصف ساعة بينما أنتَ تركتني لمدة عامٍ كامل. |
İmzanı almadan gidersem bu anlaşma parçalanmaya başlar fire verirse, seçenekler azalır tazminatın da düşer. | Open Subtitles | إن غادرتُ بدون توقيعك، سيتلاشى هذا الاتفاق فتتقلّص مكاسبكَ وخياراتك وتعويضاتك |
Sonra eve döndük, kavgamız gece yarısına kadar sürdü. Ertesi gün evi terk ettim. | Open Subtitles | وذهبنا إلى المنزل ، وتشاجرنا نصف الليل من ثمّ غادرتُ في اليوم التالي |
Kafeden çıktıklarını görünce ben de çıktım, istemsiz olarak takip edip aynı otobüse bindim. | Open Subtitles | فعندما رأيتهما يغادران المقهى غادرتُ أنا ايضا وتبعتهما تلقائيا وركبتُ في نفس الحافلة |
Bu sabah ondan ayrıldığımda, bebek gibi uyuyordu. | Open Subtitles | عندما غادرتُ هذا الصّباح كانت بخير نائمة على هذا السّرير كالطفل. |
Ben çıkarken, öğrenci işleriyle konuşuyordu. Bir hata yaptıklarını söylüyordu. | Open Subtitles | عندما غادرتُ المنزل، كانت على الهاتف مع هيئة القبول تشرح لهم أنّهم إرتكبوا خطأ. |
Ne olduğunu öğrenmeye çalıştım, ama acilen bir yere gitmesi gerektiğini söyledi, ben de oradan ayrıldım. | Open Subtitles | حاولتُ معرفة ما هو لكنّها كانت في عجلة للذهاب إلى مكان ما لذا غادرتُ |
Ertesi sabah bir konferans için ayrıldım. | Open Subtitles | غادرتُ لحضور مؤتمر في صباح اليوم التالي. |
Bu nedenle MSD'den ayrıldım, çünkü davranışları beni korkutuyordu. | Open Subtitles | نعم، ولهذا غادرتُ مركز الترفيه لأن سلوكه أخافني |
Adli Tıp Uzmanı intihar dedi ve polis de bu konuda hemfikir bu yüzden ben de 2 saat önce evime gittim çünkü işim bitmişti. | Open Subtitles | الطبيبة الشرعية قالت أنه انتحار، والشرطة تتفق معها ولهذا غادرتُ إلى منزلي منذ ساعتين لأن عملنا انتهى |
Kısa süreliğine, sonra da dalgalar gitti ben de işte gittim. | Open Subtitles | لبعض الوقت، ومِن ثمّ خرج الأمر عن طوره. لذا ذهبتُ للعمل. غادرتُ الساعة السابعة. |
Bilmemen gereken her şeyi unut. Parti yaptık, beraber yattık sonra ben gittim. | Open Subtitles | انسَ كلّ شيء لا يُفترض أن تعلمه، احتفلنا، وتطارحنا الغرام، ثم غادرتُ. |
Eğer şimdi gidersem bir şeylerin döndüğünü anlayıp ne olduğunu araştıracaktır. | Open Subtitles | إن غادرتُ الآن، سيشمّ رائحة خطأ، وسيكتشفه. |
Eğer şimdi gidersem bir şeylerin döndüğünü anlayıp ne olduğunu araştıracaktır. | Open Subtitles | إن غادرتُ الآن، سيشمّ رائحة خطأ، وسيكتشفه. |
On üç yaşımdayken köyümü terk ettim. | Open Subtitles | لقد غادرتُ القرية وأنا في الثالثة عشر من عُمري. |
terk ettim çünkü sahnede olan şey çok acımasızdı ve senin biraz neşelenmeye ihtiyacın olur diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد غادرتُ لأن ما حدث لك هناك كان قاسي بعض الشيء وظننت ربما تكوني بحاجة إلى بعض الترويح. |
O konu hakkında bir şey bilmiyorum. Toplantıya yardım etmek için 16.30 da ofisten çıktım. | Open Subtitles | لا أعرف شيئاً حيال ذلك، لكنّي غادرتُ المكتب حوالي الساعة الـ4: |
Ebeveynler bildiğini okur. Ben ayrıldığımda fazla büyük değillerdi. | Open Subtitles | الآباء يفعلون ما يفعلون نوطاً بما يعلمون، لم يكونوا كِباراً للغاية حينما غادرتُ. |
Eczaneden çıkarken aradı. Ona uğramamı anlatması gereken çok önemli bir şey olduğunu söyledi. | Open Subtitles | إتّصلت بي حينما غادرتُ الصيدليّة وأخبرتني أن آتِ لتقول لي شيئاً مهماً. |
Teşekkür ederim. Ben de neden ayrıldığımı düşünüyordum. | Open Subtitles | شكرًا لك، كنت أتساءل لما غادرتُ. |
Oregon'dan ayrıldığımdan beri hayatta kalmak için kullanıyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أستخدمها للعيش ."منذُ أن غادرتُ "أورغي |
Hapishaneye onu görmeye gittiğimde bana mallara el konulduğunu söyledi, ben de üstüne düşmedim. | Open Subtitles | زرته في السجن ، وأخبرني أنّ المخبأ قد تمّ الإستيلاء عليه ، لذا غادرتُ |
O gece sadece ağaç bulmak için çadırdan ayrılmıştım. | Open Subtitles | المرّة الوحيدة التي غادرتُ فيها خيمتي تلك الليلة كانت للبحث عن شجرة |