| Motosikletiyle birlikte kaçti. Ardindan da digerleri bes dakika sonra gittiler. | Open Subtitles | لقد اقلع بدراجته النارية ، و بعدها غادروا بعد بضع دقائق |
| Bu vurgundan önce gittiler ve yanlarında bir şey yok. | Open Subtitles | أعني ، أنهم غادروا قبل هذه القذارة وهم لايملكون شيئاً |
| Ya paralı askerler hala ormanı terk etmedilerse? Gitmem gerek. | Open Subtitles | من يدري إذا ما كان المرتزقة قد غادروا الغابة فعلاً؟ |
| Hiçbirinizi davet etmedim, şimdi yol alın, çıkın gidin burdan. | Open Subtitles | لم أدعوا أحدكم للدخول، لذا، ارحلوا غادروا المكان |
| O gün çarçabuk arabalarıyla ayrıldılar, Hany arkaya saklandı, çünkü tehditkâr askerlerin olduğu kontrol noktalarından geçiyorlardı. | TED | غادروا مباشرة في ذلك اليوم في سيارتهم، و كان هاني مختبئاً في مؤخرة السيارة لأنهم كانوا يواجهون نقاط تفتيش لجنود خطرين. |
| Onu bir binaya kapatmışlar ve aileyi alıp gitmişler. | Open Subtitles | قال: إنهم غادروا المكان وأخذوا معهم العائلات |
| Yediler içtiler ve seni beklediler ama sen gelmedin, onlar da gittiler. | Open Subtitles | أكلوا، وشربوا وانتظروا مجيئك ومن ثم غادروا |
| Müşteriler ve bazı görevliler dün gittiler, ama son gün hep telaşlıdır. | Open Subtitles | النزلاء و بعض الموظفين غادروا أمس.. لكن الـ اليوم الأخير دائماً ما يكون محموماً |
| Otoparkın etrafında dönüp gittiler. | Open Subtitles | السيارات انتظروا بالساحة طويلاً ثم غادروا |
| Bölüm'ü terk edenler peşinde olduğumuz diğer kaçaklar gibi değiller. | Open Subtitles | العملاء اللذين غادروا ليس مثل العملاء الهاربين الذي كنا نطاردهم. |
| Ancak bunun sebebi bütün gençlerin bölgeyi terk etmesiymiş. | TED | ولكن هذا بسبب أن جميع الشباب قد غادروا. |
| Gemiyi terk edin! Tüm personel kaçış kapılarına. | Open Subtitles | غادروا السفينة، كل العاملين توجهوا إلى مكوكات الهروب |
| Vedalaşmaya gerek yok, hemen gidin. | Open Subtitles | لا تلتزموا بأصول المراتب لدى مغادرتكم غادروا على الفور |
| - Dokunulmuşları aramıza getiremezsiniz! Hemen gidin. | Open Subtitles | لا يجب ان تحضروا الممسوسين بيننا، غادروا الان |
| Gülümsemeyi kesin. Bu bir espri değil. Lütfen, gidin. | Open Subtitles | توقفو عن الابتسام، هذه ليست مزحة من فضلكم غادروا |
| Beklenmedik bir şekilde ayrıldılar. Çok güzel bir çiftti. | Open Subtitles | لقد غادروا بشكل غير متوقع إنهما زوجان ظريفان |
| ...iki, bir. İşte oldu. çıkın ve güzel bir tatil geçirin. | Open Subtitles | إثنين ، واحد ، ها قد رن الجرس ، غادروا وعسى أن تكون إجازتكم صريحة ومثمرة |
| Ve sonra, görünüşe göre ikinci bir arabayla çabucak gitmişler. | Open Subtitles | و بعد ذلك، يبدو أنهم غادروا المكان بسرعة في سيارة أخرى |
| 17 Şubat'ın dâhi kumandanı, arka kapıyı ardına kadar açıp siktirip gitmiş. | Open Subtitles | قدم النصيحة لـ قائد 17 فبراير غادروا من الخلف البوابة الأمامية خطيرة |
| Newmarket'te yangın, Kral ve Dük bir gün erken ayrıldı. | Open Subtitles | حريق في نيوماركت الملك والدوق غادروا في وقت مبكر اليوم |
| Onları izledim. Aceleyle evden çıktılar. Sanırım fidyecilerle buluşacaklar. | Open Subtitles | لقد تبعتهم، غادروا المنزل على عجل، اعتقد إنهم في طريقهم لمقابلة الخاطفين |
| Katı panik yapmadan boşaltın! | Open Subtitles | غادروا هذا الطابق فورا، لا تضطربوا هذا إخلاء طارئ، هناك من يطلق النار |
| - Kimse bilmiyor. Bir gün önce muhafızlarıyla birlikte ayrılmış. | Open Subtitles | يبدواأنّلا أحديعلم،هوو الجنود غادروا بالجيّاد، مُنذ يوم ، مُتجهين إلى الشمال الشرقي. |
| Sizin iş kartlarınızı verip oyuncakları alıp çıkmışlar. | Open Subtitles | إنهم على ما يبدو قاموا فقط بإعطائهم كارت عملك ثم غادروا مع الألعاب |
| İstasyondan çıkmış olmalılar. Büyükelçiliğe gitmelisin. | Open Subtitles | لابد إنهم قد غادروا المحطة الآن للذهاب إلى سفارتهم |
| ...final maçı için yapılan partiden son ayrılan çift onlarmış. | Open Subtitles | كانوا آخر زوجين غادروا حفلة السوبر بول ؟ |
| Hepsi de programdan sonra binadan ayrıldıklarını söylediler. | Open Subtitles | جميعهم قالوا أنهم غادروا المبنى بعد العرض |