Şimdi, işi halletmek için bana yirmi litre dizel biraz da yüksek oktanlı benzin lazım. | Open Subtitles | الآن، لإنجاز العمل أحتاج خمسة غالونات من الوقود وبعض غازولين الأوكتان العالي |
Besbelli ki, 3 litrelik olanını 4 litre su ile kesinlikle dolduramayız, değil mi? | Open Subtitles | واضح ليس بامكاننا ملئ ابريق يتسع لثلاث غالونات بأربع غالونات من الماء |
Kesinlikle tam ölçüde olmalı demişti. Tamı tamına 4 litre. | Open Subtitles | لا لا لا لقد قال بشكل دقيق اربعة غالونات تماما اللعنة |
- Hadi. Topuklu ayakkabı giyiyorsun ve 3 galon parfüm sıkmışsın üstüne | Open Subtitles | أنت ترتدين كعب عالي وتضعين , مثل , ثلاثة غالونات من العطر. |
Ve bana birkaç galon yakıt lazım. | Open Subtitles | كل ما أحتاجة هو القليل من غالونات الغازولين |
Bu, bizim için 5 litrelik şişede 3 litrelik su demektir. | Open Subtitles | مما يعطينا تماما ثلاث غالونات في ابريق الخمس غالونات اليس كذلك |
Güzel,çünkü mutfakta üç galonluk bir kutumuz daha var. Ne güzel değil mi? | Open Subtitles | جيد، لانني اشتريت ثلالث غالونات هذا جيد ، صح؟ |
Güzel. Güzel. Şimdi 4 litre suyumuz var. | Open Subtitles | جيد جيد جيد تماما اربعة غالونات لقد فعلتها يا ماكلين |
Otomatik yıkama sisteminin üç kullanımda bir devreye girdiğini ve yaklaşık 14 litre su harcandığını bildirdiler. | Open Subtitles | دورة الغسيل التلقائي هو تسبب بعد كل استخدام الثالث. ويتطلب حوالي ثلاثة غالونات من الماء. |
Daha önce hiç 20 litre balık bağırsağı görmedin mi? | Open Subtitles | ألم تشاهدي 5 غالونات من أحشاء الأسماك من قبل؟ |
Kırk litre daha benzin almadan size başka oyuncak veremem. | Open Subtitles | لا أستطيع إهداءك دمية أخرى، إلا إذا اشتريت 10 غالونات وقود |
İki tane bu. Adam başı 11 litre, atlara daha da lazım. | Open Subtitles | هذا يضاهي زوج ثلاثة غالونات لكل رجل وما يزيد للخيول |
Bir tanesini tam olarak 4 litre su ile doldurun. | Open Subtitles | املأها بأربع غالونات بالضبط من الماء |
Elinizde, biri 10 litre, diğeri 25 litre su taşıyabilen... iki adet kova var ise... kaç tane kovanız vardır? | Open Subtitles | ...ان كان لديك سطل واحد يحمل غالونان وسطل اخر يحمل خمسة غالونات كم سطل لديك؟ |
Ve bana birkaç galon yakıt lazım. | Open Subtitles | كل ما أحتاجة هو القليل من غالونات الغازولين |
Dini ihtiyaçlar mağazasına gitmeliyiz... kendimize bir kaç galon kutsanmış su alalım. | Open Subtitles | أتعرف ما علينا فعله؟ علينا الذهاب إلى متجر المؤن الدينية والحصول على غالونات من المياه المقدسة |
Milyonlarca ve milyonlarca galon petrol... okyanusu ve ona bağlı pek çok yaşam türünü yok etmekte. | Open Subtitles | الملايين والملايين من غالونات النفط تدمر المحيطات والعديد من أشكال الحياة التي بداخلها |
Ondan sonra? 3 litrelik şişeyi alırız, 3'te birini doldururuz... | Open Subtitles | حسنا و بعد ذلك حسنا الآن لنأخذ ابريق الثلاث غالونات ونملأثلثه |
Otobüslerden, gürültüden on galonluk kafamın içindeki değişmez hayal kırıklıklarımdan ve kendimden uzaktık. | Open Subtitles | و بعيدة كفاية، عن رأسي ذا العشر غالونات و من ذاتي |
- On galonluk kovboy şapkası, ha? | Open Subtitles | - إذاً هذه هي قبّعة الـ"عشر غالونات"؟ - نعم، هل أعجبتك؟ *عشر غالونات: |
Böylece Lunenberg ve meslektaşları, Papa'nın özel izniyle yüzlerce yaşlı Katolik rahibeden litrelerce idrar toplamış. | TED | لذلك حصل هو وزملاؤه على إذن خاص من البابا لجمع غالونات وغالونات من البول من المئات من الراهبات الكاثوليكيات المسنات |