Bu bölge çok tehlikeli. Gardını bir saniye bile düşürme. | Open Subtitles | تلك المنطقة في غاية الخطورة لا تغفل عن الحراسة للحظة |
çok tehlikeli bir şey buldular ve bu laboratuvarlarını yok etti. | Open Subtitles | لقد وجدوا شيئاً فى غاية الخطورة نفس الشيء الذى دمر مختبرهم. |
Ama hadi dürüst olalım: Bu kültür gençlerimiz için çok tehlikeli ve zararlı. | TED | ولكن لنكن صادقين: هذه الثقافة في غاية الخطورة ومدمرة لشبابنا. |
Saçma değil, çok ciddi bir konu. | Open Subtitles | أتمني لو كان تخريفا لكنه في غاية الخطورة |
Gerçekten çok riskli, o yüzden bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لن يُجبركِ أحد على ذلك، لأنه في غاية الخطورة |
O kadar tehlikeli bir görev ki eski mürettebatımın hepsi öldü. | Open Subtitles | إنها مهمة في غاية الخطورة و تسببت في قتل طاقمي الأخير |
çok tehlikelidir ama dönmesi muhtemel görünmüyor. | Open Subtitles | , في غاية الخطورة . ولكن ليس من المرجح أن يعود |
Çünkü düşüşe inaniyorsaniz bunun için yanlış cevapları aliyorsunuz, gerçekler, hayaller değil. çok tehlikeli politikalarınız olabilir. | TED | لأنكم إن اعتقدتم بالانحسار وتحصلتم على إجابة خاطئة، تخلو من الحقائق، فإن سياستكم ستكون في غاية الخطورة. |
Kolay olmayacak. çok tehlikeli olabilir. | Open Subtitles | . لن تكون المهمة سهلة . من الممكن أن تكون في غاية الخطورة |
Hayır, hayır, çok tehlikeli. Bu asansörlerden uzak durun. | Open Subtitles | كلا، الأمر في غاية الخطورة ابتعدوا عن تلك المصاعد |
Deunan, bu görev çok tehlikeli. | Open Subtitles | دونان , هذة المهمة في غاية الخطورة و السرية |
Senin eski kabusun çok tehlikeli bir adam,Chuck. | Open Subtitles | عدوك القديم كائن بشري في غاية الخطورة ، تشاك |
Bu değnek yanlış ellerde çok tehlikeli olabilir. | Open Subtitles | مع الأيدى الخطأ هذه العصى السحرية يمكن أن تكون فى غاية الخطورة |
Bununla Nobel'i alabiliriz! Bu seyin gücünü tam anlamiyorsun. çok tehlikeli. | Open Subtitles | انت لا تفهم مدى قوة ذلك الشيء انه في غاية الخطورة ولا يمكن التحكم به |
Bununla Nobel'i kazanabiliriz! Bu şeyin gücünü anlamıyorsun. çok tehlikeli. | Open Subtitles | انت لا تفهم مدى قوة ذلك الشيء انه في غاية الخطورة ولا يمكن التحكم به |
Seni yanımda taşıyamam, bu çok tehlikeli olur. | Open Subtitles | فلا يمكنني أن آخذك معي إن الأمر في غاية الخطورة |
Helikopterin oraya inmesi çok tehlikeli, ayrıca bir de tank var. | Open Subtitles | الأمر في غاية الخطورة على الأرض هناك. وهناك أيضاً مشكلة في الدبابة. |
Ajanlarından birine karşı resmi bir soruşturma açmak çok ciddi bir mesele. | Open Subtitles | ان فتح تحقيق رسمي مع واحدة من العملاء لديك لأمر في غاية الخطورة |
Bunun çok ciddi sonuçları olabilir. | Open Subtitles | كان يمكن أن ينتج عن هذا عواقب في غاية الخطورة |
Anne ve yavru balina için bu çok riskli bir girişim. | Open Subtitles | لأم وعجلها , تعتبر هذه حيلة في غاية الخطورة |
Kennedy'nin düzen için bu kadar tehlikeli olduğunu hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أكن أدرك أن كينيدي كان في غاية الخطورة لأنه يجرى تغييرات |
Bu yer çok tehlikelidir | Open Subtitles | من هذه النقطة الوضع في غاية الخطورة |
Ahmak kızın, son derece tehlikeli bir şey yapmış. | Open Subtitles | ابنتك الحمقاء فعلت شيئًا في غاية الخطورة |