"غرفةُ" - Translation from Arabic to Turkish

• odası
• odamız
• odam

Orası yatak odası. Ama orada hiç bir şey olmadı.
تلك غرفةُ النوم، لكن لا شيءَ حَدثَ أبداً في هناك.

Esas yemek odası, oturma odası oldu diğer yatak odası, yatak odası olarak kaldı iki hizmetçi odası da birleştirilip yemek odası ve ikinci bir yatak odası oldu.
غرفةُ الطعام الأصليةُ هي غرفةِ الجلوس حاليا غرفة نوم أخرى للنوم وغرفتين للخدم سوية

Güney Harmon'daki herkesin odası bu kadar inanılmaz mı?
الإنتظار، غرفةُ كُلّ شخصِ في هارمون جنوبي هذا المدهشِ؟

Bu, gördüğüm en muhteşem atılmış oturma odası takımı.
هذه غرفةُ اللعبةَ أكثر الرائعِ أنا أَبَداً رَأيتُ.

Kitty, ne zaman boş bir odamız olsa, onu evden kaçan çocuklarla doldurmak istiyorsun.
البسيسة، كُلَّ مَرَّةٍ عِنْدَنا غرفةُ فارغةُ، أنت wanna يَمْلأُه مَع a يَتِيهُ طفلاً.

Rehine görevi sırasındaki durum odası bu efendim.
هذه غرفةُ العمليات , سيدتي أثناء مهمّةِ تحرير الرهائن

Burası alt kattaki oturma odası.
هذه غرفةُ معيشة الطابق السفلي.

Burası çoğu hastamızı gördüğümüz oyun odası.
هنا غرفةُ التسجيل حيثُ نرى معظمَ المرضى

Operasyon odası şu anda güvenli.
إنَّ " غرفةُ العملياتِ السوداء " محصنةً الآن وآمنة

Burası da oturma odası.
وهذه غرفةُ الجلوس

Hemen ardında yatak odası var.
ما بعد هي غرفةُ نومه

Burası King Haggard'ın taht odası.
هذا غرفةُ عرشِ الملكِ (هاجرد)َ غرفة العرشِ؟

Bu, Danny'nin odası.
تلك غرفةُ داني.

Onun yatak odası.
تلك غرفةُ نومه.

Burası Gözlem odası B. Acilen yardıma ihtiyacımız var.
{y: i} هذه غرفةُ ملاحظةِ بي . {y:

Burası da kızın odası olmalı.
وهذا تَكُونُ غرفةُ البنتَ.

Bu, dostum, kanıt odası.
ذلك، صديقي، غرفةُ الدليلَ.

Burası oturma odası.
هذه غرفةُ الجلوس

Burası oturma odası.
هنا غرفةُ الجلوس

Bir ameliyat odamız var.
عِنْدَنا غرفةُ تشغيل وحيدةِ واحدة.

Burada boş bir odamız var.
عِنْدَنا غرفةُ فارغةُ هنا.

Burası biraz dağınık halde. Çocukluk odam, o yüzden...
إن الغرفة فوضى، إنها غرفةُ طفولتي