"غرفة الطوارىء" - Translation from Arabic to Turkish

    • Acil Servis
        
    • Acil serviste
        
    • acile
        
    • acilden
        
    • acil servisin
        
    • Acil servisten
        
    • Acilde
        
    • acildeyim
        
    • Acil servisteki
        
    İlk yerleştiğim yerde, Acil Servis'te 36 saatlik görev yaptım. Open Subtitles في إقامتي الأولي عملت مدة ستة وثلاثين ساعة في غرفة الطوارىء
    Ben bir kalp doktoruyum. Acil Servis doktoru değilim. Open Subtitles أنا جرّاح قلبي لست طبيب فى غرفة الطوارىء
    Bu zarfla Acil serviste boy gösterdiğinizde kayıt işleminiz çok daha kesin ve kolay olacaktır. TED عندما تظهر في غرفة الطوارىء مع هذه الحزمة، إدخالك سيكون مبسطاً بطريقة ملموسة.
    Bir gece, Susan yedi aylık hamile iken, kasılmalar hissetmeye başladı ve acile kaldırıldı. TED وفي يوما ما في شهر سوزان السابع بدات تشعر بالانقباضات فهرع بها الى غرفة الطوارىء
    Her yere düştüğünde veya göğüs ağrıları nedeniyle gittiği acilden gelen her aramada uçağa atlayıp gidemezsin ki. Open Subtitles لم تكفين عن السفر إليه في كل مرة يسقط فيها أو يتصل من غرفة الطوارىء, عندما يؤلمه صدره
    acil servisin gece vardiyasında çalışıyordum. Open Subtitles كنتُ أعمل مناوبة متأخرة في غرفة الطوارىء.
    Acil servisten birini çıkarmam gerek. Open Subtitles يجب أن أترك غرفة الطوارىء لدي حالة
    Aslında, eğer Acil Servis'e gidersek 72 saat orada tutulurum. Open Subtitles إذا ما ذهبنا إلى غرفة الطوارىء... سيضعونى تحت المراقبة... لمدة72ساعة.
    Çocukluk kayıtları, Acil Servis kayıtları, kendi sorduğumuz sorular. Open Subtitles عشرات التقارير من غرفة الطوارىء واستمارة الدخول إلى مستشفانا
    Ama steroidler bazı başka istatistiklerde de karşımıza çıkıyor-- Acil Servis başvurularında. Open Subtitles ولكن السترويد يظهر في بعض الإحصائيات أيضاً زيارات غرفة الطوارىء
    Acil Servis'e uğursuzluk getiriyor. Open Subtitles يجب أن تري ما تصل إليه حاله غرفة الطوارىء
    Geceleri Acil serviste, tam anlamıyla bir panik ve, baskı hakimdir. Open Subtitles معظم الليالي، في غرفة الطوارىء وسط المدينة. يكون هناك فوضى ودمّ، ورُعب تحت رحمة‏ إلهيّة.
    Verdiğin adresti. Acil serviste yanlış yazmışlardır. Open Subtitles كان العنوان الذي أعطيته لا بد من أنك أخطأت غرفة الطوارىء بكتابته
    Bir hemşire çocuğu Acil serviste görmüş. Open Subtitles الممرضة رصدت الفتى للتو فى غرفة الطوارىء
    Acil bir durum olursa diye acile gitmeliyiz. Open Subtitles في حالات الطوارىء علينا الذهاب إلى غرفة الطوارىء
    Bir gece acil servisin girişine gittik bir elektrikli sandalye çalıp dışarı çıktık. Open Subtitles لذلك ذهبنا إلى غرفة الطوارىء وسرقنا كرسي متحرك وأخرجناه
    Acil servisten daha yakın. Open Subtitles هنا أقرب من غرفة الطوارىء
    O zaman, ben baş asistandım, Acilde gece gündüz çalışıyordum. TED في ذلك الوقت كنتُ رئيسة المقيمين نعملُ ليلاً ونهاراً في غرفة الطوارىء.
    Neredesin? Ben acildeyim, Kalle'nin röntgenini çekiyorlar. Open Subtitles اين انت انا فى غرفة الطوارىء و(كالى)تعمل اشعه
    Acil servisteki tüm telefonları sadece bir hatta bağlayın. Open Subtitles ضع مراقبة على كل خطوط الهاتف فى غرفة الطوارىء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more