| Anestezi uygulanır, cerrah işine yapar -- dikişleri atıldıkktan sonra, kadın odasına yollanır. | TED | وتم تخديرها ومن ثم اجراء عملية لها واعيدت الى غرفتها من اجل النقاهة |
| tabloyu açıklama... bahanesiyle kadının odasına... girmeye çalıştığında kadının farkettiği üzere. | Open Subtitles | عندما حاول دخول غرفتها بحجة ذلك اراد ان يشرح لها اللوحة |
| Hafta sonu için beni davet etti.Şu anda odasında üstünü değiştiriyor. | Open Subtitles | وقد دعتني هنا لعطلة نهاية الإسبوع إنها في غرفتها الآن، للتغيير |
| Emily'nin anlattığına göre yatakhanede iblislere karşı koymuş ama hastane odasında başa çıkamamış. | Open Subtitles | أخبرتني إيميلي مرة أنها قاومت الشياطين في غرفتها ولكنهم تمكنوا منها في المستشفى |
| odasını sahip olduğu güzel şeylerle doldurmuştu.. ..böylece gözlerini açtığında onları görebildi. | Open Subtitles | ملأت غرفتها بكل ما تمتلكه من أشياء جميلة لتراها حينما تفتح عينيها |
| Eğer odası o tarafta olsaydı, çok etkileyici bir bırakış olabilirdi. | Open Subtitles | ذاك سيكون خروجاً مثيراً جداً لو كانت غرفتها أسفل تلك القاعة |
| Bir yerde durdu ve o zamandan beri otel odasından çıkmadı. | Open Subtitles | لقد قامت بالتوقف لمرّة و لم تغادر غرفتها منذ ذلك الحين |
| Birleşik Devletler 400 m yedek takımında gülle atıcı ve Anna'nın oda arkadaşıyım. | Open Subtitles | أنا عدّاءة في سباق التناوب الأمريكي لمسافة 400 متر وشريكة آنا في غرفتها |
| Ama cüce daha fazla zıplayamamış. Prenses üzülmüş ve odasına çıkmış. | Open Subtitles | ، لكن القزم تعب كثيراً لذا ذهب الأميرة الحزينة إلى غرفتها |
| İntihar etmeyi düşünmüş Yatak odasına hiç baktınız mı ? | Open Subtitles | وكتبت بتوسع عن الانتحار هل ألقيت نظرة على غرفتها ؟ |
| Patronlarının bir gün odasına bakmaya geleceğinden ve eşyalarını inceleyeceklerinden emindi. | Open Subtitles | كانت متأكدة من أن رب عملها كان يدخل غرفتها ويتفحص أغراضها |
| içeri girdi. Halka mal olmuş haliyle, güzellik, zeka ve herkesle selamlaşıp hoşbeş ettikten sonra tekrar odasına çekildi ve onu bir daha görenimiz olmadı. | TED | تلك شخصيتها العامة، الجميلة، الذكية، و دارت بين الضيوف، و تحدثت مع الجميع ثم عادت إلى غرفتها و لم نراها بعد ذلك أبداً. |
| Ve sonra sadece biz kalmıştık, ...odasında, bilirsin partiyi devam ettiriyorduk. | Open Subtitles | وبعدها لم يبقى الا انا وهي في غرفتها استميرنا في الحفله |
| Yukarıda, odasında annesinden ne kadar nefret ettiğini bloğuna yazıyor. | Open Subtitles | انها في غرفتها تكتب في مدونتها كم هي تكره امها |
| Meksikalı odasında yoktu, ben de tam onu aramaya çıkacaktım. | Open Subtitles | المكسيكية لم تكن في غرفتها لذا كنتُ سأذهب لأبحث عنها |
| Projedeki genç bayanlardan biri, muhteşem bir bayandı, odasını banyoya kurdu. | TED | و أحدى الشابات في المشروع, كانت شابة رائعة, لقد بنت غرفتها في الحمام. |
| Uzun kalmayacak. Margaret odasını ona verir mi? | Open Subtitles | بما أنك لن تكوني معنا لوقت طويل، كنت أفكر اذا كانت تستطيع مارجريت أن تعطي غرفتها لأدوارد؟ |
| Bir gece eve gelip parti verdi. odası gerçekten son derece dağınıktı. | Open Subtitles | في ليلة ما كانت تقيم حفلة في غرفتها وكانت فعلاً حفلةً صاخبة |
| Önce dans etti ve odası bale kıyafetleriyle doldu. | Open Subtitles | في البداية كانت راقصة ولكن غرفتها أصبحت مملوءة بالباليه |
| Önemli olan, onu odasından uzak tutmak ki biz gidip arayalım. | Open Subtitles | الشيء المهم هو إبعادها عن غرفتها بالفندق حتى نتمكّن من تفتيشها. |
| Onun Albay'ın odasından direkt kendi odasına geçtiğini mi düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تعتقد ان السيدة كانت متجهة مباشرة من غرفة الكولونيل الى غرفتها ؟ |
| Bakın, kız kardeşimi göreceğim. Lütfen bana onun oda numarasını söyler misiniz? | Open Subtitles | أنظري أنا أريد رؤية شقيقتي فقط أعلميني برقم غرفتها ؟ |
| Geri döndüğünde onu gördüm ve odasının ışıkları neredeyse bütün gece açıktı. | Open Subtitles | حسنا , رايتها عندما عادت و ضوء غرفتها كان مفتوح معظم الليل |
| Bayan Paradine'in odaya girdiğini ve kapıyı kapattığını gördünüz. | Open Subtitles | اذن رأيت السيدة بارادين تدخل غرفتها وتقفل الباب |
| Eğer başarılı olursa, eşiyle aynı odada kalmaya hak kazanır. | Open Subtitles | فإذا نجح في ذلك امكنه ان يقضي ليلته في غرفتها |
| Arka planı da görmeye bayılmıştım. odasındaki piyanonun üzerinde oturan küçük ayıcığı görebiliyordum. | TED | وحتى اني احببت رؤية ما خلفها كنت استطيع ان ارى دمية الدب الصغيرة تجلس على البيانو خلفها في غرفتها |
| Tek yapman gereken onu odadan çıkarmak. | Open Subtitles | جلّ ما عليك القيام به هو إبعادها عن غرفتها. |
| Burası rahmetli annem Fey Sommers'ın gizli seks odasıydı. | Open Subtitles | أيها الناس لقد كانت هذه غرفة أمي الراحلة -في سومرز ..غرفتها السرية .. |
| Buna ben cevap verebilirim. odasındaydı. | Open Subtitles | أستطيع أن أجيب على ذلك لقد كانت في غرفتها |