Belki de sesimin tonunu seviyordur ki bu garip çünkü onunla genetik bir bağım yok. | Open Subtitles | ربما تحب صوتي و هذا غريب لأنه ليس لدي رابط جينات معها |
Bu garip, çünkü Chuckie kızı yakalamak için yukarı çıksaydı o kapıyı kırardı. | Open Subtitles | وهذا غريب لأنه إذا صعد " تشاكي " لإعادة فتاته كان سيركل الباب |
Ayrılması garip çünkü bir haftalık ücretini ödemiş. | Open Subtitles | و الذي يعد أمر غريب لأنه دفع أسبوع مقدمًا |
İşte bu yüzden, telefonlarıma cevap vermemesi Çok garip. | Open Subtitles | لهذا السبب الأمر غريب لأنه لا يجيب على أتصالاتي و لا رسائلي |
Çok garip, çünkü sadece bir sınıf var. | Open Subtitles | ,هذا غريب لأنه لايوجد إلا صف واحد فقط |
Bu garip, çünkü vaka raporuna göre... üçünüz onun öldüğü gece görevdeymişsiniz. | Open Subtitles | ذلك غريب لأنه من خلال تقرير الحادثة أنه ثلاثتكم كنتم تؤدون الواجب ليلة وفاته. |
Şimdi birçok insan gıda fiyatlarının artmasından şikayetçi, ama aslında gıda fiyatları düşüyor, bu garip çünkü aslında tüketiciler gıdanın gerçek fiyatını ödemiyorlar. | TED | الآن، سعر الأطعمة يتشكى منه أغلب الناس، لكن للحقيقة، سعر الطعام يتراجع، وهذا غريب; لأنه في الحقيقة، المستهلكون لايدفعون التكلفة الحقيقية للطعام. |
BCU'ya 27 bin borçlu ama... bu garip çünkü... öğrenci bursları ve binlerce doları vardı. | Open Subtitles | - كانت تدين الجامعة 27 ألفاً وهذا غريب لأنه |
Çok garip çünkü her yere kusuyordu. | Open Subtitles | -هذا غريب لأنه يتقيأ في كل مكان |
- Bu garip, çünkü çok kötü acımıştı. | Open Subtitles | -أمر غريب لأنه آلمني كثيرًا |
Çok garip gelecek ama ben de senle Puck için aynı şeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | تعلمين ذلك غريب لأنه لطالما شعرت بذلك حولكِ أنتِ و(باك). |