Kurban hemen ölmeyince içgüdüsel olarak cenin pozisyonu alır. | Open Subtitles | عندما لا يكون الموت فوريا الضيحة بشكل غريزي سيلتوي بشكل وضعية الجنين |
Bu sebeple ilgilendiğin birinden gözlerini kaçırırsın çünkü içgüdüsel olarak seni açığa vurduğunu bilirsin. | Open Subtitles | لهذا فأنت تميلين للنظر بعيدا من الشخص المنجذبة اليه لأنك تعرفين بشكل غريزي |
İnsanın nerdeyse içgüdüsel olarak yeni çıkan teknolojileri bulma konusunda bir dürtüsü vardır. | Open Subtitles | البشريّة تُقاد بشكلٍ غريزي تقريبًا لإدراك أيّ تكنولوجيا مُتقدّمة مُمكنة. |
İçgüdü aslında. Ben de aynı kadınla ikinci kez yatmam. | Open Subtitles | لا ، هذا غريزي أنا لا أنام مع إمرأة واحدة مرتين أبداً |
İstersen bunu, verilere göre değil de içgüdüye göre verilmiş bir karar olarak düşünebilirsin. | Open Subtitles | إن كنت تود ذلك، أعتبر هذا .شيء غريزي بدلاً عن كونه بياني |
Yaptığının farkında bile değilsin. İçgüdüsel bir şey. | Open Subtitles | أنتِ لا تعرفين حتي أنكِ تقومين بهذا فهذا أمر غريزي |
Köpekler hiç düşünmeden, içgüdüsel olarak bir amaca sahip olmalıdırlar. | Open Subtitles | يجب على الكلاب أن يعيشوا بهدف غريزي ولا حتى أن يفكروا به فقط مولودون هكذا |
İçgüdüsel bir duyguydu benimki. Ve ilk sefer de değildi. | Open Subtitles | كان لدي شعور غريزي فقط، إنها ليست المرة الأولى |
O zaman gerçek korkuyu tecrübe ediyorum. İçgüdüsel. | Open Subtitles | عندها سوف اعاني من مخاوف حقيقية .. وهو غريزي جدا |
Kümenin üyeleri bunu içgüdüsel olarak yapabilir ama bizim gibi küme dışındakiler eğer göz göze geldilerse, bu ziyareti yapabilirler. | Open Subtitles | أعضاء من الجماعة تفعل ذلك بشكل غريزي والآخرين مثلنا ، خارج الجماعة يمكنهم الزيارة لو قاموا بإتصال بصري ،العين إلي العين |
Uzun dişli hayvanlar içgüdüsel olarak deşerler. | Open Subtitles | الوحوش ذات الأنياب تبقر بطون فرائسها بشكل غريزي |
Şüpheli de içgüdüsel uyarıya yol açmayacak kadar karizmatiktir. | Open Subtitles | وربما كان المشتبه جذاب للغاية لإثارة أي إنذار غريزي. |
Hem avcı, hem de av oldukları için türlerinin devamı bugün hâlâ vahşi ve evcil kedilerde gözlemlediğimiz yaşamsal önemdeki içgüdüsel davranışlara bağlıdır. | TED | وكلاً من المفترس والفريسة، تعتمد في بقاء أنواعها على سلوك فطري غريزي. وهذا الذي نلاحظه في هذه الأيام سواء في القطط البرية أو المنزلية. |
Henüz 2 aylık olan yavrular, içgüdüsel olarak onu izliyor. | Open Subtitles | إنهما يبلغان شهرين فقط... و بشكل غريزي يتبعان خطاها... |
Bilinçli seçimler yapıp yapmadıklarını ya da bir "neden" sorusunu hiç anlamadıkları dürtü çok mu içgüdüsel öğrenmemiz gerek. | Open Subtitles | نود أن نعرف إذا كانوا يتخذون اختيارات واعية أو مجرد دافع غريزي لكونهم لايفهمون طبيعة السؤال "لماذا" |
Bunun bir içgüdü işi olduğunu sanıyorsun. Bence bu verilere dayanan bir iş. | Open Subtitles | .إنّك تظن هذا غريزي .وأنا أظنه بياني |
Bunda utanılacak bir şey yok. Bu bir içgüdü. | Open Subtitles | لا خطأ في ذلك انه امر غريزي |
Çünkü tamamıyla içgüdüye dayalı. | Open Subtitles | لأن الأمر كله غريزي |
İçgüdülü gibi ve... | Open Subtitles | مثل ما كان غريزي و... |
Kar yağıyordu, güneşin batışı yoktu. Bir bakıma dürtüyle teklif ettim. | Open Subtitles | نوعًا ما فعلتُ ذلك بدافع غريزي. |
Bu çok doğal bir şey. | Open Subtitles | هذا شيء غريزي. |