"غزالة" - Translation from Arabic to Turkish

• geyik
• ceylan
• geyiği

Sabahtan beri buralarda geziyoruz, tek bir geyik bile görmedik.
، كنت تتجول بالخارج هذا الصباح . و لم تر غزالة وحيدة

Bir geyik yavrusunu kurtarmaya çalışıyordum. Buna inanabiliyor musun?
كنتُ أحاول إنقاذ غزالة صغيرة إذا كان بإمكانك تصديق ذلك

- Bu sabah bir geyik gördüm Kaptan.
هذا الصباح رأيت غزالة . ايها القبطان

Ceylanlar, ceylan gibi seke seke alt tarafa yöneldi sanırım.
سمعت غزالة تتحرك بداخلك بسُرْعَةِ كمــا تعلم ، الغزالة

Banyomda dışarı çıkmak istemeyen bir ceylan var.
هناك غزالة في غرفة النوم لا تريد أن تخرج

Bilirsin, bir geyiği öldürmeden önce ürkütürsen et mahvolur.
هل تعلم أنك إذا باغتَ غزالة فإنها تموت ؟ لحمها يفسد

Kasımda avlanabiliriz güzel bir geyik haklarız.
يمكننا ان نصتاد في نوفمبر و نقتل غزالة

Tüm bunlar başlamadan önce bir geyik Lydia'nın arabasına çarpmıştı.
قبل أن يبدأ أى شئ من هذا اصطدمت غزالة بسيارة "ليديا"

Beni geyik mi sandın?
أكان حادث؟ هل ظننت أنني غزالة ضخمة؟

Büyük geyik, küçük fasulye. Hayır.
غزالة كبيرة، فاصوليا قليلة.

- Ne bileyim. geyik falan.
لا أعرف غزالة أو شيء كهذا

Ama atkuyruklu, kısa boylu kız ceylan gibiydi. Evet.
لكن تلك القصيرةِ الواحد بالضفائرِ كَانَ a غزالة منتظمة.

Diyorum ki, safariye çıksaydın ve homurdanıp duran terli bir gergedanın yanında zarafetiyle süzülen bir ceylan görseydin..
-أقول، لو كنتِ في رحلة الصيد ورأيتِ غزالة لطيفة ..بجانب

Bay Crawford, bu bir ceylan değil.
السّيد كراوفورد، تلك لا وa غزالة.

- Neden ceylan?
لماذا تسميها غزالة ؟

Yüksek belli mayo giymiş bir ceylan.
غزالة في ثوب سباحة

Emma bir ceylan çizmiş. Ne kadar güzel, değil mi?
رسمت (إيما) غزالة.

geyiği vuramadığım için... seni vuramaz mıyım sanıyorsun?
أتظنين لأني لم أستطع قتل غزالة أنّي لا أستطيع قتلك؟

Bir geyiği öldürmek için bu kadar ekipmana ihtiyacınız var mı?
هل تحتاج كل هذه المعادت لتقتل غزالة ؟

İmparatorluk keşişinin büyülü geyiği geldi.
غزالة القسيس الإمبراطوري السحرية هنا.