Bu onun suçu değil. Babası onun kaleden ayrılmasına izin vermiyor. | Open Subtitles | إنها ليست غلطتها والدها لم يقبل أن تغادر قلعتها |
Şu anki fakirliğimiz sadece ve sadece onun suçu. | Open Subtitles | ظروف الفقر التي نعاني منها الآن.. هي غلطتها الوحيدة |
11.55 de doğduysa, bu onun mu suçu? | Open Subtitles | اذا ولدت في الساعة 11: 55 صباحا فهي ليست غلطتها |
Bu Rebecca'yı herkesten çok etkileyecek, Ve bu onun hatası değil. | Open Subtitles | انها ليست غلطتها في الحقيقة، اتعلمون ماذا؟ |
Onun hatası değildi. Onun amcası öldü. Bir kaç soru sormaya hakkı var. | Open Subtitles | إنها ليست غلطتها أعني، عمها مات لديها الحق في إلقاء بعض الاسئلة |
Kızın suçu değil, tüm zamanların en büyük öküzü olan kardeşimin suçu bu. | Open Subtitles | انها ليست غلطتها انه اخي الذي يجن بعض الاوقات |
Kirmizi elbiseyi istedigini, benim sisko olmamin onun suçu olmadigini söyledi. | Open Subtitles | و قالت بأنها تريد الفستان الأحمر و بأنها ليست غلطتها لكوني سمينة جداً |
Bazen erkeklerin böyle yeteneği olur. Adamın suçu, kadının değil. | Open Subtitles | فالرجال يملكون تلك القدرة أحياناً، كانت غلطته لا غلطتها |
Curtis onun suçu değil. Ben yardımını istedim. | Open Subtitles | كورتيس إنها ليست غلطتها أنا طلبت منها مساعدتي |
Yani bu devletin suçu, elbette. Devletin suçu tabii, başka kimin olacak? | Open Subtitles | إنّه خطأ الدولة، بالطبع تلك غلطتها من أيضاً؟ |
- Belki de yeni bir aşçı bulmalısın. - Onun suçu değil. | Open Subtitles | ربما كنت في حاجة الى طباخ جديد - أنها ليست غلطتها - |
Buraya ait değilsiniz. - Hepsin onun suçu. | Open Subtitles | ـ أنتم لا تنتمون هنا ـ الأمر برمته غلطتها |
- Onun suçu değil. Delhililer ilgili algı böyle. | Open Subtitles | لا ليس غلطتها , هذا فقط التصور البعض حولنا |
Madem onun hatası olduğunu biliyordun neden beni bu işe bulaştırdın? | Open Subtitles | إذا كنت تعلم إنه غلطتها لماذا ورطتني في الأمر ؟ |
Ama şunu unutma ki o otelde mahsur kalman onun hatası. | Open Subtitles | لكن تذكّر، إنها غلطتها حول .تواجدك في هذا الفندق |
hatası, yetkililere gitmeden önce kötülüklerinizin kanıtları ile birlikte karşınıza çıkması oldu. | Open Subtitles | غلطتها هي مواجهتك بالدليل على فسادك قبل ذهابها للسلطة |
Her şeyin kendi hatası olduğunu söylemeye çalışıp seni ve o küçük haydutlar çeteni rahat bırakmamı istedi. | Open Subtitles | حاولت أن تخبرني أنها كانت غلطتها ، وأن أتركك أنت وفريقك من الغرباء خارج الموضوع. |
- Onu yalnız bırak. Bu onun hatası değil. | Open Subtitles | أتركها لوحدها, إنها ليست غلطتها |
Onun hatası olarak göstermek oldukça uygun. | Open Subtitles | لومها يبدو مناسباً لأنها غلطتها |
Seninle ilişkisini başlatmak onun suçuydu. Biliyorum ama aptalcaydı. | Open Subtitles | في المقام الأول إنها غلطتها بأن بدأت الأمر معك |
Ve bu onun hatasıydı. | Open Subtitles | و هذه غلطتها |