Nükleer bir denizaltı, 5 gün önce, Beaufort Denizi'nde, onun aracını buldu. | Open Subtitles | أي حدّدت غوّاصة نووية مكان حرفته في بحر بيوفورت قبل خمسة أيام. |
Ama bir problemleri vardı: Batı Hollywood'da bir denizaltı bulamadılar. | TED | واجهتهم مشكلة صغيرة: لم يتمكّنوا من إيجاد غوّاصة في هوليوود الغربيّة. |
Sovyet denizaltısı konuşuyor. | Open Subtitles | المدمّرة الأمريكيّة . هذه هي غوّاصة سوفييتيّة . |
Burası Sovyet denizaltısı. | Open Subtitles | المدمّرة الأمريكيّة . هذه هي غوّاصة سوفييتيّة . |
Beni bundan uzun zaman sonra bir denizaltıyla buraya getirdiler. | Open Subtitles | أحضروني إلى هنا بواسطة غوّاصة بعدها بزمن طويل |
Nükleer bir denizaltınız mı var? | Open Subtitles | لديكم غوّاصة نوويّة؟ |
Eğer gerçekten denizaltında yüzebilecek şekilde yapıldıysan, o zaman sürücü podların su altında da çalışmalı. | Open Subtitles | إن كانت المركبة تصلح لأن تكون غوّاصة... فينبغي أن تعمل حاويات الدفع تحت الماء أيضًا |
Bu adamlar 70 yıllık bir denizaltından ne istiyorlar? | Open Subtitles | ما مرادهم من غوّاصة عمرها 70 عامًا؟ |
Dünya Savaşı sırasında karaya oturan Kairyu sınıfı bir Japon denizaltısının koordinatları. | Open Subtitles | غوّاصة يابانيّة من طراز (كيريو) اختفت أثناء الحرب العالميّة الثانية. |
Her neyse, uçak gemisi büyüklüğünde bir denizaltı inşa etmek istiyorlar. | Open Subtitles | على أية حال، انهم يريدون بناء غوّاصة تقريبا فى حجم حاملة طائرات. |
Her denizaltı o özel denizaltıya eşsiz izlenime neden olan bir çeşit radyo aktif atık yayar. | Open Subtitles | كلّ غوّاصة تبعث نوع من الفضلات المشعّة التي تحمل أثر فريد إلى ذلك غواصة معيّنة, برهان الإمتلاك |
Peki, bana kıyamet gününden kurtulmuş bir denizaltı komutanı bulursan, yerine onu koyarım. | Open Subtitles | حسناً، جد لي قائد غوّاصة نجا من "يوم الدينونة"، و سوف أعيّنه مكانه! |
Yarın sabah adadan ayrılacak bir denizaltı var. | Open Subtitles | ثمّة غوّاصة تغادر الجزيرة في الصباح الباكر |
- Nereye? Yarın sabah adadan ayrılacak bir denizaltı var. | Open Subtitles | ثمّة غوّاصة تغادر الجزيرة في الصباح الباكر |
denizaltı, müttefik kuvvetleri tarafından ağır ateş altında kalıp bu takımadalar civarında battığı sırada ellerindeki tüm stoku denizaltıyla naklediyorlardı. | Open Subtitles | كانوا ينقلون مخزونهم الوحيد منه في غوّاصة. حينئذٍ هاجمتهم قوّات الحلفاء بكثافة، وانحصروا تحت مياه سلسلة الجزر هذه. |
Küçük kardeşinin bir denizaltısı var ve sizi o kaçırdı. | Open Subtitles | أخوك الصغير يمتلك غوّاصة وقد اختطفكما |
Bu dünyanın en iyi denizaltısı. | Open Subtitles | إنّها أجود غوّاصة في العالم |
denizaltısı bile var. | Open Subtitles | صيّاد قرش ولديه غوّاصة أيضاً |
Evet, Widmore'un denizaltısı var. | Open Subtitles | نعم، لدى (ويدمور) غوّاصة |
Beni bundan uzun zaman sonra bir denizaltıyla buraya getirdiler. | Open Subtitles | أحضروني إلى هنا بواسطة غوّاصة بعدها بزمن طويل |
Nükleer denizaltınız mı var? | Open Subtitles | -لديكم غوّاصة نوويّة؟ |
O bir denizaltında yaşıyor.. | Open Subtitles | هي تعيش في غوّاصة |
Bu adamlar 70 yıllık bir denizaltından ne istiyorlar? | Open Subtitles | -ما مرادهم من غوّاصة عمرها 70 عامًا؟ |
N620 denizaltısının belli bir görevi yok. | Open Subtitles | N620 غوّاصة نواقص مهمّة. |
Seawolf denizaltısıyla. | Open Subtitles | غوّاصة "جي وولف"، (جيمي كارتر) |