"غير اعتيادي" - Translation from Arabic to Turkish

• sıra dışı
• olağanüstü
• olağan dışı
• alışılmadık bir
• tuhaf
• garip bir
• sıradışı bir
• anormal bir
• olağandışı

sıra dışı bir şey var mıydı?
هل كان هناك اي شيء غير اعتيادي او خارج عن المألوف؟

Yapacak fazla bir şey olmadığını biliyorum ama kurbanlarda bariz olanın dışında sıra dışı bir şey var mıydı?
أدرك أن هذه الحالات لا تحتاج منكِ الكثير لتوضحيه ولكن بعيداً عما هو واضح هل ثمة أي أمر غير اعتيادي بشأن هؤلاء الضحايا؟

Dağların iklim üzerinde olağanüstü etkisi oluyor.
كان للجبال تأثير غير اعتيادي على المناخ العالمي

Lütfen olağan dışı bir şey olursa polise haber verin.
لذا رجاء دعي الشرطة تعرف ان حدث شيء غير اعتيادي

Fakat aynı zamanda alışılmadık bir şeyle de ilgiliydi, bu da tiyatro topluluğunun sahne aldığı bu küçük ve berbat binaydı.
ولكنه يتعلق أيضا بشيء غير اعتيادي هذا البناء الصغير الرهيب الذي اعتادوا أن يقدموا عروضهم فيه.

Sende tuhaf bir şeyler olduğunu biliyordum.
حسنا اعلم ان هناك شئ غير اعتيادي بالنسبه لك

Almanya'ya gelmek için garip bir zaman seçmişsiniz.
لقد اخترت وقتاً غير اعتيادي للمجيء إلى ألمانيا

sıradışı bir şekilde çekingen, hatta sır saklar şekilde davranıyorlar.
انهم يتصرفون كأنهم معزولين بشكل غير اعتيادي سرّيون حتى.

Mikami gibi düzenli bir yaşam yaşayan bir insan için bankaya ayda 2 gün gitmek anormal bir durumdu.
هذا أمر غير اعتيادي من شخص مثل ميكامي أن يذهب إلى المصرف مرتين خلال يومين

sıra dışı bir şey olması durumunda sizi bilgilendirmemizi istediniz.
أردتنا أن نخبركِ إذا كان هناك شيء غير اعتيادي

sıra dışı bir şey yaptım mı? Ya da tuhaf davrandım mı?
هل قمت بفعل شيء غير اعتيادي أو تصرفت بغرابة؟

Kendinden geçmeden önce sıra dışı bir şey oldu mu?
أحدث أي شيء غير اعتيادي قبل أن يغمى عليك؟

Fakat iş şirket güvenliğine gelince, geçmişinde sıra dışı hiç bir şey görünmüyor.
ولكن حينما يتعلق الأمر بأمن الشركة ليس هُناك شيئًا في ماضيك يُشير إلى أيّ شيءٍ غير اعتيادي

Ama üst bedeni olağanüstü şekilde iyi gelişmiş.
و لكن الجزء العلوي من جسده حسن البنية بشكل غير اعتيادي

olağanüstü bir durum değildi zavallı kız bebeğini kaybetmekten o kadar korkuyordu ki Tim'e bile söylemedi.
أي شئ غير اعتيادي لكن الفتاة المسكينة كانت مرتعبة من فكرة فقد طفلتها لذلك لم تكن حتى تخبر تيم بذلك

Ben de bir Demokrat olarak bunu son derece olağan dışı buluyorum.
عليّ القول أنّه بصفتي زميلاً في الحزب الديمقراطي هذا غير اعتيادي أبداً

Bütün bunlar olağan dışı, ve bu huzursuz hissetmemi sağlıyor.
اليس كذلك ؟ كل هذا غير اعتيادي وهذا يجعلني اشعر بعدم الارتياح

Şurada Federasyon gemileri alışılmadık bir yoğunlukta, R4.
ثمة تمركز غير اعتيادي لسفن الاتحاد هناك يا آر4

alışılmadık bir efekt, değil mi? Tamam.
أتوقع أنها تأثير غير اعتيادي اليس كذلك ؟

Sorun şu ki, bizi şehirde devriye gezip tuhaf olayları sana haber verelim diye kiraladın.
المشكلة هي أنّه تمّ تعيننا لنجوب المدينة، ونخبرك بكلّ شيء غير اعتيادي.

Dışarda hiç garip bir şey gördünüz mü? Herhangi bir koşturma, çığlık, şöyle gece yarısı civarında...
هل سمعتَ شيئاً غير اعتيادي بالخارج كجري أو صراخ عند منتصف الليل ؟

Son günlerine dair sıradışı bir şeyler var mıydı?
هل تذكرين أي شيء غير اعتيادي عنه في أيامه الأخيرة؟

Bay Graves, cinayet gecesi anormal bir durumla karşılaştınız mı?
سيد (جرافيز)، هل لاحظت أي أمر غير اعتيادي ليلة الجريمة؟

Ama önce olağandışı ve korkunç bir adamın hikayesiyle başlamak istiyorum.
ولكن أريد أن أبدأ بقصة عن شخص فظيع غير اعتيادي