Ufak bir yanlış anlaşılma, seni önemsiyorum, ve bu hiç iyi değil. | Open Subtitles | سوء الفهم البسيط سأضعه جانباً وأنا مهتم بكِ وهذا أمر غير جيد |
Bekledim. 1 5'i ve 16'sında hava iyi değil dedin. | Open Subtitles | إنتظرت حتى اليوم 15 فقلت أن الطقس غير جيد، واليوم 16 قلت الطقس غير جيد |
İyi değil, dizin dursun. Direkt okuyacağım. | Open Subtitles | غير جيد, أوقف التسلسل سأأخذ قراءة مباشرة |
Doğru zamanlama konusunda hiçbir zaman iyi değildim. | Open Subtitles | أنا غير جيد إطلاقاً في في تقدير التوقيت الصحيح |
Davranışlarınız kötü kokarsa, kalbiniz iyi değildir. Bugün yine vaaz gününde. | Open Subtitles | ولو كان اتجاهكم من خلال الكلام يٌنتن هذا يعنى أن اتجاه قلوبكم غير جيد |
Ama en önemlisi, bunun senin için iyi olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | والأهم هو أننا نعرف بكونه غير جيد لكِ أنت |
Yara biraz badem kokmaya başladı... bu iyi değil. | Open Subtitles | رائحة الجرح أصبحت كرائحة اللوز و هذا غير جيد |
Sağır mısın yoksa ben yeterince iyi değil miyim? | Open Subtitles | هل أنتِ صماء ، أم أنني غير جيد لكِ بما فيه الكفاية؟ |
Pek iyi değil, seni görmek istiyor. | Open Subtitles | لكن, سيكون لطيفا أن تأتى لرؤية أمك تلك العطلة وضعها غير جيد سيكون جيدا لها أن تراك |
Bayramlık ağzını açtığın için bahsim artık iyi değil. | Open Subtitles | اذا كان رهانى غير جيد لانك اوقعته فى فخك المخنث |
Ve geri kalanlar, kafasına silah bile dayasalar bu kitabı almayacağını belirtmiş ki bu satışlar için hiç de iyi değil. | Open Subtitles | و الباقي منكم لن يشتريه حتى لو كان مسدس موجه الى رأسه و هذا غير جيد بالنسبة للمبيعات |
Demirci! Bu kılıç iyi değil. | Open Subtitles | ، أنا سأقول ذلك أيها الحداد , هذا النصل غير جيد |
İnsanlarla aram pek iyi değil. | Open Subtitles | هممم وحتى أنني غير جيد بالتعامل مع الناس |
Tanrım, bu iyi değil. Çok garip hissediyorum. | Open Subtitles | أاه, يا إلهي, هذا أمر غير جيد أحس بأني شخص غير إعتيادي |
Bu iskele iş için hiç iyi değil. | Open Subtitles | السقالة الموجودة في الخارج .. منظرها غير جيد |
Ne yani bu kadının amı içmek için yeteri kadar iyi değil mi? | Open Subtitles | ماذا؟ هل مهبل تلك الفتاة غير جيد كفاية بالنسبة لك لتتعاطاه؟ |
Annenin yeterince iyi değil dediği iş neydi? | Open Subtitles | ما هو العمل الذي قالت امك انه غير جيد كفاية؟ |
Büyükbaba, sürekli kızgın olmaya bir son ver artık. Bu sağlığın için iyi değil. | Open Subtitles | جدي ,عليك أن تتوقف أن تكون غاضب طول الوقت، انه غير جيد |
Doğru zamanlama konusunda hiçbir zaman iyi değildim. | Open Subtitles | أنا غير جيد إطلاقاً في في تقدير التوقيت الصحيح |
Burada yayın pek iyi değildir. | Open Subtitles | الإرسال غير جيد هنا علي الإطلاق |
Chris, insanlar sana aptal olduğunu ve iyi olmadığını söyleyeceklerdir. | Open Subtitles | كريس , الناس سيخبرونك بأنك غبي وبأنك غير جيد |
- Hiç hoş değil bu. - Tanrım! Korkuttun beni. | Open Subtitles | ذلك غير جيد يالهي ، لقد أفزعتني |
Theo, böyle konuşmanın faydası yok. | Open Subtitles | ماذا تقول ثيو؟ كل هذا غير جيد للتحدث عنه |
Dedim ki, bu oyunda iyi değilim. Kornerlerde nerede duracağım? | Open Subtitles | لقد قلت لك انى غير جيد بالمرة فى تلك اللعبة اين اقف فى موضع الضربة الركنية؟ |