Bu adamla ne planlıyorsan bir daha düşünmelisin çünkü daha hazır değil. | Open Subtitles | مهما تفعلين مع هذا الشاب عليك إعادة التفكير لأنه غير مستعد لذلك |
İsminin antetli kağıtlardan silinmesine hazır değil daha. | Open Subtitles | اعتقد انه غير مستعد لمحو اسمه من علي اليافطه |
Ama henüz eve dönmek için hazır değilim. | Open Subtitles | لا ,لا ولكنى اشعر اننى غير مستعد للعودة بعد |
Öyle değil. Ben hazır değilim, hepsi bu. | Open Subtitles | ليس الأمر كذلك ، و لكنى فقط غير مستعد لذلك |
Daha hazır değilsin. Bu sık sık olur. | Open Subtitles | . إهدأ,أنت غير مستعد الآن . يحدث هذا كثيرا ً |
Birden Komutan'ın baba olmaya hazır olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | فجاءه لقد شعرت بان الجنرال غير مستعد بأن يكون والد |
Bir şey ya da biri bu tür deneysel üstünlüğe hazır değildi. | Open Subtitles | شئ ما أو شخص ما كان غير مستعد لهذا النوع من التقدير |
Bu riski göze almaya hazır değildim, tamam mı? | Open Subtitles | انا فقط غير مستعد لتحمل تلك المخاطرة. حسناً ؟ |
Görünüyor ki, değişim hakkında konuşmaktan hoşlanıyor ama henüz değişimi getirebilecek kadar hazır değil. | Open Subtitles | .سيدوأنهيحب التحدثعنالتغيير. لكنه غير مستعد للقيام به |
Aradım. Henüz bizimle konuşmaya hazır değil. | Open Subtitles | لقد فعلت,انه غير مستعد فحسب للحديث مع اي احد الان |
Kraliçem, tacın sorumluluğunu yerine getirmeye henüz hazır değil. | Open Subtitles | مولاتي الملكة، إنه غير مستعد بعد لعبء التاج |
Cehenneme giriş kapıları olduğuna inanıyor ve henüz oraya gitmeye hazır değil. | Open Subtitles | يؤمن بأنها البوابة إلى الجحيم و هو غير مستعد للعودة إلى هناك الأن |
Pek havam yok ve tekrar çalışmaya başlamak için henüz hazır değilim. | Open Subtitles | لقد كان شيئا من روح البحث أنا فقط غير مستعد لبدء العمل حتى الآن |
Şimdi, aklıma tekrar tekrar Carson geliyor ve ben bununla başetmeye hazır değilim. | Open Subtitles | الآن , هذا هو كارسون ثانية من جديد وأنا غير مستعد للتعامل. |
Belki sen devam etmeye hazır olabilirsin ama ben hazır değilim. | Open Subtitles | ربما أنت مستعد للمضي قدماً لكني غير مستعد |
Eğer hala böyle bir mantalitenin etkisi altındaysan kesinlikle hazır değilsin demektir. | Open Subtitles | إذا كنت لا تزال على تلك الوضعية من التفكير.. عندها فأنت قطعا غير مستعد |
Bu nişanı kabul etmeye hazır değilsin ve bu yüzden bunları yapıyorsun? | Open Subtitles | أنت غير مستعد لقبول المشاركة ولهذا السبب أنت تفعل ذلك؟ |
Pelerin sadece ateşi körükledi. Bunu yapmakta hatalıymışım. Daha hazır değilsin. | Open Subtitles | العباءة كإلقاء البنزين على النار لقد أخطئت في فعل هذا، فأنت غير مستعد |
Size hareket ettirilmeye hazır olmadığını söylemiştim. | Open Subtitles | قلت لكم أنتما الإثنان إنه غير مستعد للنقل. |
Ancak o ne kadar aptal olduğunu kabullenmeye hazır değildi. | Open Subtitles | كان هذا إلى أن رأيت أنه غير مستعد للاعتراف كم كان سخيفاً |
Bana iyi vurdun, ama hazır değildim. | Open Subtitles | لقد ضربتينى جيدا و لكنى كنت غير مستعد |
Biliyorum ikimizde evlenmek için hazır değiliz. | Open Subtitles | . أجل ، أنا أعلم أن كلانا غير مستعد للزواج |
Dışarıda belki henüz hazır olmadığın bir dünya var dediler. | Open Subtitles | هذا عالم مختلف بالخارج قد تكون غير مستعد له الأن |
Bay Avery, beni bağışlayın lütfen ama bu yolculuğu yapmaya hazır değilsiniz. | Open Subtitles | سيد أفيري اعذرني، من فضلك انت غير مستعد للذهاب في هذه الرحلة |
Ama böyle bir yükümlülüğe hazır olmadığınızı hissediyorsanız, sizi temin ederim ki çocuklara kendim bakabilirim. | Open Subtitles | ولكنك إذا شعرت بأنك غير مستعد للالتزام بهذه الوصيه أطمأنك أنني أستطيع الاعتناء بالأولاد بمفردي |
NTAC'in, bu insanların yarattığı tehlikeye karşı tamamen hazırlıksız olduğunu anlattım. | Open Subtitles | أخبرتها أن المبنى غير مستعد نهائياً للتهديد المتمثل في هؤلاء الأشخاص |