"غير مقصودة" - Translation from Arabic to Turkish

    • istenmeyen sonuçlar
        
    • istenmeyen bir
        
    • kazara
        
    • kasıtsız
        
    • istemeden
        
    • yanlışlıkla
        
    • istemsiz
        
    Gelecek teknoloji her zaman iki şeyi beraberinde getirir: vaatler ve istenmeyen sonuçlar. TED التكنولوجيا المستقبلية دائماً ما تأتي بشيئين: وعد وعواقب غير مقصودة.
    Doğa ile oynadığımızda sık sık büyük, istenmeyen sonuçlar ve zincir reaksiyonlar ortaya çıkıyor. TED غالباً تدخلنا غير الماهر في الطبيعة يؤدي إلى عواقب غير مقصودة وسلسلة من ردات الفعل
    Bunlardan biri de, seni beslemekti, istenmeyen bir sonucu vardı. Open Subtitles واحدة منها هي إطعامكِ كانت نتائج غير مقصودة
    Ancak bence yaratıcı olmak isteyen herkes için bunun istenmeyen bir etkisi var -- buna ben de dâhilim çünkü buna bağışıklık kazanmış değilim. TED لكنني أعتقد أن هناك عاقبة غير مقصودة لأي شخص على وجه الأرض لديه رغبة شديدة للابداع... بما فيهم أنا، فلستُ في مأمن من هذا.
    Apandisit ameliyatı, sezaryen fıtık, dalak, kazara ameliyat bunu düzelmek için ikinci ameliyat. Open Subtitles استئصال الزائدة الدودية، عملية قيصرية عملية فتق، وفي الطحال ، عملية غير مقصودة عملية أخرى لإصلاح الأولى ..
    Aslında hepiniz çektiniz ve beni hasta etmek için fareyi kullanıp kasıtsız gibi görünmesini sağladınız. Open Subtitles في الحقيقة، جميعهم استدرجوني واستخدموا الفأر لأصابتي وجعلها غير مقصودة
    Eğer eritilmiş mumlar, genç metresi etkilediyse belki havai fişekler istemeden ormandaki dinsizleri korkutmuştur. Open Subtitles اذا كانت الشموع الذائبة تُرضي عشيقته الصغيرة ربما الألعاب النارية لديها منافع غير مقصودة لـ إخافة الوثننين في الغابة
    - Hayır, Rach, gitti. Ama bak, olayı anlattı, gerçekten yanlışlıkla olmuş. Open Subtitles لا، و لكنه حكي لنا ما حدث لقد كانت غلطة غير مقصودة
    Bazen sahnede istemsiz perdelemeler oluyor. TED أحيانا توجد حركات للجسم غير مقصودة على المسرح.
    Üç yıl önce makineyi özgür kılmak için o kodu yerleştirdiğimde nasıl bir yol izleyeceği ya da hangi istenmeyen sonuçlar doğuracağı hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Open Subtitles مذ ثلاث سنوات، حينما وضعتُ الرّمز لتحرير الآلة، لم تكن لديّ أدنى فكرة: أيّ طريق ستسلكها، أو أيّ عواقب غير مقصودة ستحدث؟
    Bilgiye ulaşma girişimlerinde istenmeyen sonuçlar her zaman görülür. Open Subtitles في أي بحث معرفي، تكون هناك دائماً نتائج غير مقصودة...
    Ama biz onun yeteneğinin farkına varmadan önce bazı istenmeyen sonuçlar ortaya çıktı. Open Subtitles "لكن قبل أن نعلم بمقدرته، حدثت نتائج غير مقصودة."
    Diğerlerini düşünme hedefinin istenmeyen bir yan etkisi. Open Subtitles -آثار جانبيّة غير مقصودة من هدف إيثاري .
    Sebeplerden bir tanesi, kazara Carla'yı öpmemdi, ama asıl sebep, doğru zamanın gelmiş olmasıydı. Open Subtitles ويعود ذلك بسبب إنني و " كارلا " لدينا قبلات غير مقصودة و نفتقد بعض الاشياء . لكن الاغلب لأنها كانت المرة .
    Kimse bunun kasıtsız sonuçların bir hikayesi olduğuna karşı gelmiyor. Open Subtitles لا أحد يشكك في كونها قصة مأساوية ذات نتائج غير مقصودة.
    İstemeden de olsa ilk biz ateş ettik. Open Subtitles نحن من وجّه الضربة الأولى، وإن كانت غير مقصودة.
    Birçok görüşmeden sonra, bu görevli, ...kefalet ihlalinin yanlışlıkla yapıldığı sonucuna vardı. Open Subtitles بعد إجراء عدة مقابلات ؛ هذه الضابطه تلخص بأنّ مخالفة الكفالة كانت غير مقصودة
    Tourette sendromu gibi. Tamamen istemsiz. Open Subtitles مثل نظرية"تورتيز"، غير مقصودة على الإطلاق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more