Eğer Paul ararsa, ona geç saate kadar butikte çalışacağımı söyle. | Open Subtitles | إذا إتصل باول , فأخبره إننى فى المتجر حتى ساعة متأخرة. |
Onu bir daha gördüğünde, onun benim kahramanım olduğunu söyle. | Open Subtitles | عندما تراه في المرة القادمة فأخبره بأنه هو مثلي الاعلى |
Camları kapa, kapıları kilitle ve biri bir şey derse, babanın içerde olduğunu ve hemen döneceğini söyle. | Open Subtitles | اغلق زجاج النوافذ، واغلق الأبواب وإن تحدث إليك أحد، فأخبره أن والدك بالداخل وسيعود بعد قليل اتفقنا؟ |
Bir ülkeyi yönetmenin çok pahalı olduğunu ve herkesin payına düşeni kendi yoluyla ödemesi gerektiğini söyle. | Open Subtitles | فأخبره أن إدارة البلاد مُكلّفة جدا وأن على كل شخص أن يدفع ما عليه |
Kardeşin bir daha cebimi ararsa söyle ona, bedelini sen ödersin. | Open Subtitles | إن اتصل أخوك بهاتفي الخليوي ثانيةً فأخبره بأنّك أنت من سيدفع الثمن |
Kişiliğine dair referans istiyorsa söyle de beni arasın. | Open Subtitles | حسنٌ, إن أحتجت شخصية مرجعية فأخبره أن يتصل بيّ |
Bak, dostum, bu eğer senin için gerçekten önemliyse git ve sevdiğini söyle ona. | Open Subtitles | اسمع يا صاحبي، إن كان الأمر يقلقكَ فعلاً، فأخبره أنّك تحبّه و حسب. |
10 Patron'u öldürdüm. Anlaştığımız üzere parayı hesabıma göndermesini söyle. | Open Subtitles | قتلتُ العرّابين العشرة، فأخبره بأن يحوّل المال لحسابي كما المُتّفق عليه. |
Para meselesi içinse, bunun iş yapmanın bedeli olduğunu söyle. | Open Subtitles | أما فيما يتعلقُ بنقوده، فأخبره بأنها ضريبة التعامل معي. |
Tamam ama görürsen söyle çok da geç kalmasın. | Open Subtitles | حسنًا، لكن إذا رأيته، فأخبره ألّا يتأخّر كثيرًا |
Michael'ı görürsen söyle beni bulsun. | Open Subtitles | لو رأيت مايكل, فأخبره اننى اريده |
Eğer görürsen beklemekten vazgeçtiğimi söyle. | Open Subtitles | إن جاء فأخبره أني توقفت عن الانتظار |
Oun bilmesini istiyorsan, ona sen söyle. | Open Subtitles | إن كنت تُريده أَن يعرف فأخبره أنت |
Tekrar ararsa burada olmadığımı söyle. | Open Subtitles | إن عاود الاتّصال، فأخبره أنّي لستُ هنا |
Teşekkürler. Michael'ı görürsen, ona burada olduğumu söyle. | Open Subtitles | شكراً، وإن التقيتَ (مايكل) فأخبره بأنّي هنا |
Şu hava durumu sunucusu Sonny Skyes'a rastlarsan çok aptalca bir ismi olduğunu söyle. | Open Subtitles | -شكراً" " إن صادفتَ خبير الطقس (سوني سكايز) فأخبره بأنّ اسمه سخيف |
Ed, bunu denerse ona bu işin peşini bırakmasını söyle. | Open Subtitles | فأخبره أن يترك الأمر |
Tamam eğer Garth ile konuşursan beni aramasını söyle. | Open Subtitles | حسنًا، إن تحدثت مع (غارث)، فأخبره أن يتصل بنا |
Ren'i görecek olursan benim de onu sevdiğimi söyle. | Open Subtitles | -إن رأيت (رين)، فأخبره بأنني أحببته أيضًا |
Dexter arıyorsa buraya gelmesini söyle. | Open Subtitles | -إن كان (ديكستر) فأخبره بأن يحضر |