"فأعطاني" - Translation from Arabic to Turkish

    • verdi
        
    • bana
        
    Neyse ki beni vuran zengindi... ve bana para verdi. Open Subtitles لحسن الحظ ، أنه كان فاحش الثراء فأعطاني بعض المال
    Benim otçuya daha sağlam bir şey ver dedim, bunu verdi. Open Subtitles قلت للرجل الذي يبيعني الحشيش أن يحسن من بضاعته فأعطاني هذا
    bana bir başvuru formu verdi, şöyle bir baktım ve doldurmadım. TED فأعطاني استمارةَ الانضمام، ونظرت إليها، ولكن لم أكتب شيئاً بها.
    Nemo'ya incindiğini söyledim bedavadan galeta verdi. Open Subtitles اتيت من اجلك أمي قلت لــ نيمة أنك تأذيت فأعطاني بعض قضبان الخبز المجانية
    Kitaplar için parası yoktu, o da bana bunu verdi. Open Subtitles لم تكن معه أية نقود لدفع ثمن الكتب التي يريدها فأعطاني هذه
    Sorun olmadığını söyledi, ve bana verdi.Ne kadar hoş, değil mi? Open Subtitles قال أنها جميلة فأعطاني إياها، كم هذا لطيف
    Bu yüzden de bunu, her zaman bir evimin olduğuna hatırlatması için verdi. Open Subtitles فأعطاني هذه للتذكير بأنّ لي داراً دائماً.
    Bir gün, matematik sınavı varken kalemim kırıldı, o da bana kendisininkini verdi. Open Subtitles كان لدينا امتحان في مادة الرياضيات و انكسر قلمي حينها فأعطاني قلمه
    bana kartını verdi, bir şey duyarsam aramamı söyledi. Open Subtitles فأعطاني بطاقته, وطلب مني الاتصال به إن سمعت شيئاً
    bana kartını verdi, bir şey duyarsam aramamı söyledi. Open Subtitles فأعطاني بطاقته, وطلب مني الاتصال به إن سمعت شيئاً
    Ben onun cüzdanına bakıyordum ve o bana telefon numarasını verdi. Büyük bir iletişim fiyaskosuydu. TED كنت أبحث عن محفظته، فأعطاني رقم هاتفه يا له من سوء تفاهم!
    Akşamın sonunda o adam bana irtibat adresini verdi. ve dedi ki " Eğer bunları yapmak isterseniz, beni arayınız." TED فأعطاني الرجل بطاقة عمله في نهاية تلك الليلة وقال لي " إن كنت حقاً ترغبين بذلك .. هاتفيني "
    Kimliğini istedim, bana bunu verdi. Open Subtitles لقد طلبت منه الهوية فأعطاني هذه
    bana umut verdi. Open Subtitles فأعطاني الأمل مرة أخري
    - O da bana odanın anahtarını verdi. Open Subtitles فأعطاني بطاقة المفتاح
    Raff, üşümüştüm ve bana ödünç verdi. Hadi ama. Open Subtitles -راف ، لقد شعرت بالبرد فأعطاني إياها
    Üstümü değiştirecek vakit de yoktu o yüzden Neal de lekeyi gizlemek için atkısını verdi. Open Subtitles لمْ يكن لديّ الوقت لأبدّل ثيابي فأعطاني (نيل) وشاحه لإخفاء اللطخات.
    Antihistamin verdi. Open Subtitles فأعطاني مهدئ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more