"فأعطني" - Translation from Arabic to Turkish

    • ver
        
    • bana
        
    İmza istiyorsan, ya kalem yada biraz beyaz ver! Open Subtitles إذا أردت توقيعاً الآن، فأعطني قلماً أو أحضر لي بعض الثلج
    Eğer onunla adam gibi ilgilenmeyeceksen bana ver bari. Open Subtitles إذا كنت لن تجيد الإهتمام به ، فأعطني إياه
    İçinde para varsa, payımı ver çektiklerimin karşılığı olarak ve yoluma gideyim. Open Subtitles إذا كانت تلك الحقيبة مليئة بالمال ... فأعطني حصّتي فحسب من أجل أتعابي وسأذهب في طريقي
    Eğer sendeyse lütfen onu bana ver biz de sonunda tüm bunları tamamlayalım. Open Subtitles إن كانت عندكَ فأعطني إيّاها رجاءً ويمكننا إنهاء كلّ هذا أخيراً، وإن لم تفعل، فلا بأس...
    Devlet sana paranı geri vermeye çalışıyor ama sen istemiyorsun, bana da verebilirsin, çünkü devlet bana da borçlu. Open Subtitles اسمع ايرل، اذا كانت الحكومة تحاول اعطائك مالاً لاتريده فأعطني اياه لأنها تدين لي بأية حال
    Beni duyuyorsan bana bir işaret ver. Open Subtitles إذا كنت تستطيع سماعي، فأعطني إشارة.
    Pekala, o... o bana ait. bana ver onu. Open Subtitles بالواقع، إنه لي، فأعطني إيَّاه.
    Öyleyse bana bir sigara ver. Open Subtitles إن كنتَ لا تعرف فأعطني سيجارة
    bana şu İtalyan'ı ver. Open Subtitles فأعطني هذا الإيطالي فقط.
    Bir anlaşma yaptık Norte. Sana paranı verdim şimdi sen de bana evraklarımı ver. Open Subtitles كان بيننا اتّفاق يا (نورت)، أعطيتك المال فأعطني وثائقي.
    Eğer öyleyse, bir silah ver elime. Open Subtitles ...لأنني لو كنت فعلت هذا، فأعطني سلاح
    Beni bu işe sen bulaştırdın Jane. Şimdi de bitirmem için bana güç ver. Open Subtitles إنّك أقحمتنِني في هذا يا (جين)، فأعطني القوّة لإتمامه.
    İşimi yaptım. Yemeğimi ver. Open Subtitles لقد أنهيتُ عملي فأعطني عشائي
    TARDIS'in anahtarı. O kadar önemsizsem onu geri ver. Pekala. Open Subtitles - مفتاح الـ(تارديس) بما أنني لست مهماً ، فأعطني إياه .
    Para bende, bana şifreyi ve Kate'i ver. Open Subtitles -لدي المال,فأعطني الرمز وكيت
    Tek istediğim, Jarek'e çıktığımızı söylemeden önce bana haber vermen, tamam mı? Open Subtitles ما أقصد هو متى ما قررتِ اخباره أننا نتواعد، فأعطني خبراً أولاً، حسناً؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more