"فإذا بك" - Translation from Arabic to Turkish

    • sen
        
    İki yıl önce, ona karşı tek şansımız vardı. Ve sen onun hayatını kurtardın. Open Subtitles منذ عامين سنحت لنا فرصتنا الوحيد للنيل منها، فإذا بك أنقذت حياتها.
    600 senedir, babam kollamaktaydı seni. İltimas geçti sana. Oysa sen, emirlerini hiçe saydın. Open Subtitles طيلة 600 عاماً حماك أبي وفضّلك فإذا بك تعصين أوامره وتخونين ثقته
    Geçen Noel'de seni neredeyse öldürüyordum. Birkaç ay önce sen hayatımı kurtardın. Open Subtitles في عيد الميلاد الماضي كدت أقتلك فإذا بك تنقذ حياتي منذ عدّة أشهر.
    Bu adam 5 yıl boyunca hücre arkadaşınmış. Onu ölüme terk ediyorsun, o çıkıp geliyor. Ve sen bu durumdan hiç etkilenmiyor musun? Open Subtitles ذلك الرجل ظلّ رفيق سجنك 5 سنين، وها هو عاد، فإذا بك غير مبالٍ بالمرّة؟
    Ama sen resmen onları tabağa koyup önlerine sundun. Open Subtitles فإذا بك عمليًّا قدمتهما لهم على طبق من فضّة.
    İki yıl önce, ona karşı tek şansımız vardı. Ve sen onun hayatını kurtardın. Open Subtitles منذ عامين سنحت لنا فرصتنا الوحيد للنيل منها، فإذا بك أنقذت حياتها.
    Ben umudumu kaybetmişken sen hayatını kurtardın. Nasıl yaptın? Open Subtitles كنت مستعدًّا للتخلّي عنها، فإذا بك تمكّنت من إنقاذها، كيف؟
    sen ise hâlâ onu önemsiz hırsların uğruna kullanıyorsun. Open Subtitles فإذا بك تسعى لاستغلالها في طموحاتك الحقيرة.
    Yalnızdım ve başıboş bir halde dolanıyordum. sen bana nezaket gösterdin. Open Subtitles كنت وحيدة بغير هدف، فإذا بك أبديت لي الودّ.
    Senin için her şeyi yapmaya hazırdım ama sen ölümü bana tercih ettin. Open Subtitles لفعلت أيّ شيء لأجلك، فإذا بك آثرتِ الموت عنّي.
    Ama sonra sana gerçek hislerimi söylemek için geri geldim ama sen yoktun. Open Subtitles ولأخبرك بحقيقة مشاعري، فإذا بك كنت قد غادرتِ.
    sen de buraya dalip agzindan emirler saçip duruyorsun. Open Subtitles فإذا بك تقتحم بيتي وتبدأ متبجحًا بإصدار الأوامر؟
    sen beni kanatların altına alıp ölümden kurtardın. Open Subtitles فإذا بك ضممتني لكنف رعايتك وأنجدتني من الموت.
    Ama onun yerine sen insanların birbirini boğmasını dinledin ve seni bulduğumda yüzünde başka birinin kanı vardı. Open Subtitles ،وعوض ذلك .. فإذا بك تسمع أناسًا يخنقون بعضهم و كان وجهُك مخبَّضًا بدماء .شخصٍ آخر حين وجدتك
    Yeniden başlamaya çalışan biri oldum. Sonra birden sen ve Enzo geldiniz. Open Subtitles إنّي امرؤ حاول بدء حياة جديدة، فإذا بك وبـ (إينزو) ظهرتما بغتة
    Uyandığımda sen gitmiştin. Open Subtitles وحين استيقظت، فإذا بك قد رحلت.
    Ki ben buna zaten evet dedim ama sen inkâr ettin. Open Subtitles وهذا ما أجبتُ عليه بـ "نعم"، فإذا بك أجبته بالنكران.
    Klaus Aiden'ı öldürüyor sen de onu koruyorsun öyle mi? Ben Hope'u koruyordum. Open Subtitles أوّلًا (كلاوس) قتل (أيدن)، فإذا بك تدافع عنه؟
    Açık amcık büfesi sunduğumu ve Dwight'ın beleşe yiyebileceğini söyledim ve sen bana hayır mı diyorsun? Open Subtitles قلت توًّا إنّها ساعة ممارسة الجنس مخفّضة الأجر وسيتمتَّع (دوايت) مجانًا، فإذا بك ترفض عرضي؟
    Acik amcik bufesi sundugumu ve Dwight'in belese yiyebilecegini soyledim ve sen bana hayir mi diyorsun? Open Subtitles قلت توًّا إنّها ساعة ممارسة الجنس مخفّضة الأجر وسيتمتَّع (دوايت) مجانًا، فإذا بك ترفض عرضي؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more