"فإنّه" - Translation from Arabic to Turkish

    • varsa
        
    • ise
        
    • demektir
        
    • olursa
        
    • O da
        
    Elinizde ne kanıt varsa var, ama o sizin çocuğunuz değil. Open Subtitles مهما كان الدليل الذي تعتقدين أنّه موجود , فإنّه ليس إبنكِ
    Senin içinde ne varsa, O kağıda sıçramış. Labaratuarından aldığım kağıt. Open Subtitles أيّاً كان ما بداخلك، فإنّه مرشوش على كامل تلك الورقة التي أخذتها من مختبرك
    Bilmiyorum dostum, ama her ne ise ciddi bir mesele. Open Subtitles لا أعلم يا صاحبي، لكن أياً كان، فإنّه أمر خطير.
    Eğer Portia Frampton ise, o zaman babası şüphesiz, FBI'ın karışmasını talep edecek. Open Subtitles فإنّه بلا شك أنّ والدها سيطلب مشاركة المباحث الفيدراليّة
    Böyle bir davada, olayla ilgisi olan ya da dolaylı da olsa ilgisi olan birinin başı büyük dertte demektir. Open Subtitles بمثل هذه القضيّة، أيّ شخص ذو صلة حتى بأبعد صلة، فإنّه في مأزق كبير
    Bilmiyorum bu iş biraz daha sürecek olursa kafasını koparacağım. Hadi. Open Subtitles لا أعلم، لكن لو استمرّينا أكثر من ذلك فإنّه سيتعب، هيّا.
    Eğer kıskanan biri varsa, O da sensin. Open Subtitles إذا كان هناك شخص غيورٌ هنا، فإنّه أنت من تغار
    Orada sınav gözcüsünün dışında biri varsa eğer, kesin odur. Open Subtitles إذا كان هناك شخص ما هناك بالإضافة إلى المراقب، فإنّه هو.
    Siz beyleri uyarıyorum, bu zarfta her ne varsa, mikrop bulaşmış olabilir. Open Subtitles لابد لي أن أبلغكم أيّها السادة، أنّه أياً كان أو ما بداخله فإنّه قد يكون من الجلي أنّ المُغلف قد تلوّث.
    Eğer gerçek bir ordusu varsa, belki krallığımızı kurtarabilir. Open Subtitles إذا كان لديه جيش حقًا، فإنّه قد يساعدنا لاستعادة المملكة.
    Gördün mü, bir şey olmadı. Eğer bildiğim bir şey varsa, O da bu meyvenin... Open Subtitles انظر، إنّي بخير، إذا كان هنالك شيء وحيد أُلم بهِ، فإنّه التوت.
    Fakat saat beşte veriyor ise Oh, o zaman saat 10'a kadar ihtiyacı kalmaz. Sor ona! Open Subtitles لكن إن ناولته الحبوب على الخامسة فإنّه لن يحتاج إليهم حتّى العاشرة
    Konuştuğunuz her ne ise, bekleyebilir. Open Subtitles أياً كان ما تتحدّثين عنه، فإنّه بإمكانه الإنتظار.
    Yürek doğru noktaya erişir ise duygular açığa vurulur. Open Subtitles طالما يبلغ القلب الهيئة الصحيحة، فإنّه ينضح بالمشاعر.
    Eğer bu yüzüklerin son kullanma tarihi varsa Jeremy güvende değil demektir. Sen de öyle. Open Subtitles لو هذه الخواتم لها فترة صلاحيّة مُحددة، فإنّه لم يعُد مُحصّناً، ولا أنتَ أيضاً.
    Bu da demektir ki, artık orası neresiyse, canlı görüldüğü son yer orasıdır. Open Subtitles وهو ما يعني أنّه أياً كان ذلك، فإنّه على الارجح آخر مكان شُوهدت فيه حيّة.
    Eğer birisi onun için tehditse kimse güvende değil demektir. Open Subtitles لو كان أيّ شخص يُشكّل تهديداً، فإنّه لا يُوجد أحد آمن.
    Ne olursa olsun, hiç memnun kalmadım. Çok cılız. Open Subtitles ربّما الدونيّة الوراثيّة، على أي حالٍ إنّي مستاءة للغاية، فإنّه موهون
    Ne olursa olsun, gerçekler değişmiyor. Open Subtitles حسناً، أياً كان ما حدث، فإنّه لا يغيّر من الحقائق.
    İşlerin planladığı gibi gittiğine ikna olursa gücünü sergilemekten geri durmaz. Open Subtitles طالما يظنّ أنّه مسيطر على المُجريات، فإنّه لن يتوانى عن إظهار قدراته.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more