"فاتحة" - Translation from Arabic to Turkish

    • Açık
        
    • açacağını
        
    • açacağı
        
    • açıcı
        
    • parlak
        
    • beyaz
        
    • renkli
        
    Birliğinizde senin gibiler Açık tenli, Tre gibiler koyu tenli olarak mı ayrılıyordu? Open Subtitles وبرأيك، أكان الشباب في أخويتك ذوي بشرة فاتحة مثلك أم داكنة مثل تراي؟
    Açık tenli siyahi veya Latin olabilir, tam olarak bilmiyorum. Open Subtitles يمكن أن يكون ذو بشرة سوداء فاتحة لاتيني، لا أدري
    Ve sonra masasındaki mektup açacağını farkettim. Open Subtitles . و بعدها لاحظتُ فاتحة الرسائل على مكتبه
    Mektup açacağını yuttu çünkü ciddi derecede obsesif kompulsif bozukluğu(O.K.B) var. Open Subtitles لقد ابتلعت فاتحة الرسائل لأنّها تعاني من حالةٍ شديدة من اضطراب الوسواس القهريّ
    Mektup açacağı ondaydı ve sen de onu onla öldürdün. Open Subtitles ، كان معها فاتحة الرسائل . و قد قتلتها بواسطتها
    Bununki iştah açıcı. Open Subtitles إن هذه فاتحة للشهية
    Gördüğünüz şey ise parlak ve karanlık bölgeler, ve bize de ancak bu kadarı ulaştı. TED و ما ترونه هي بقاع فاتحة و غامقة, و هي أكثر ما إستطعنا الحصول عليه وضوحا.
    Ve beyaz ya da Açık renkli alanları ayırıyor, ki videoda yeşil olarak görünecek. TED تستخرج مناطق فاتحة ، والتي سوف تظهر في شريط الفيديو باللون الاخضر
    İlginçtir, Charles Darwin kısmi-koyu arası pigmentli bir dünyada oldukça Açık pigmentli bir insan olarak doğdu. TED من المثير للإهتمام، أن تشارلس داروين وُلد بلون بشرة فاتحة ، في عالم معتدل مائل الى الداكن.
    Açık pigmentli ten rengine sahip bazılarımız yüksek UV bölgelerinde yaşıyor. TED بعضنا ممن لديه بشرة فاتحة اللون يعيش في مناطق أشعة فوق البنفسجية العالية.
    Bu sabah gördüğümde Açık gri bir takım elbisesi ve gri bir şapkası vardı. Open Subtitles وقد كان يرتدى بدلة رمادية فاتحة, وقبعة رمادية عندما قابلته صباح اليوم
    Belki de biraz Açık oldu. Bir ton koyu mu yapsak? Open Subtitles أعتقد بأن ألاضائة فاتحة جدا هل تفضل ان تكون مظلمة أكثر ؟
    "Koyu ten tanrının lanetidir, ama eğer yeterince dürüstsen, siyah tenli insan Açık tenliye dönüşebilir" Open Subtitles ألبشرة الداكنة لعنة من الله ولكن إذا كنت تقّيا كما ينبغى فيمكن أن تتحول البشرة الداكنة إلى بشرة فاتحة
    Şişe açacağını bulamıyorum. Open Subtitles لا أستطيع إيجاد فاتحة القوارير.
    O konserve açacağını görmedim sanma. Open Subtitles أتظن أنه لا يمكنني أن أر فاتحة العلب؟
    Ben konserve açacağını kullanmayı bile bilmem. Open Subtitles لا أعرف كيف تعمل فاتحة العلب
    Tuz, ketçap ve domates sosu biber, kibrit, tuvalet kağıdı, antiseptik, vitamin hapları konserve açacağı, bıçak, çatal, kaşık." Open Subtitles ملح، كاتشب الطماطم و الصلصات فلفل، أعواد ثقاب، ورق حمام، مُطهر و أقراص فيتامينات فاتحة علب، سكاكين أشواك و ملاعق
    Yatak odasında bir mektup açacağı var. Open Subtitles لقد كانت هناك فاتحة خطابات فى غرفة النوم
    Görünüşe göre, zarf açacağı az kalsın akciğerini deliyormuş. Open Subtitles يبدو أن فاتحة الخطابات ثقبت رئته
    Ya da bu iştah açıcı değil. Open Subtitles أو هذه ليست فاتحة للشهية
    O sıra pencereden baktığında, parlak renkli bir arabanın gittiğini görmüş. Open Subtitles ذهبت للنافذة حينها ورأت سيارة فاتحة اللون تغادر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more