Robb savaştaki yetenekleriyle herkesi şaşırttı ama bir anne değil. | Open Subtitles | روب فاجأ الجميع بمهاراته على أرض المعركة لكنه ليس بوالده |
Sanırım bu rakam 5 yıl boyunca hapiste işkence gören birini şaşırttı. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا الرقم فاجأ شخصا ما الذي كان في السجن وتعرض للتعذيب لمدة خمس سنوات |
Bugün burada herkesi şaşırttı. | Open Subtitles | الشخص الذي فاجأ الجميع اليوم. |
İtiraf etmem gerekiyor ki seni gördüğüme şaşırdım. | Open Subtitles | تعلمون، أنا يجب أن أعترف، أنا كان قليلا فاجأ لتجد لك |
Sırada Amerikalı yetkilileri gafil avlamışa benzeyen bir sürpriz var. | Open Subtitles | وفي تطور ,والذي يبدو أنه فاجأ المسؤوليون الأمريكيون |
hayatta beni görünce hepsi şaşırıyorlar. | Open Subtitles | . نحن نريد فقط أن أعود إلى أمريكا ، كل واحد منكم أن أرى لي على قيد الحياة . يجري فاجأ |
Bu katilin Bayan French'i gafil avlamış olduğu anlamına gelir mi acaba? | Open Subtitles | هل هذا يدل على أن القاتل قد فاجأ مسز فرينتش ؟ |
"Düğünden önceki günlerde, kral evliliğe rıza gösterdiğini, söyleyerek prensesi şaşırtmış. | Open Subtitles | فى الأيام التى سبقت الزفاف ، فاجأ الملك الأميرة" ، و منحها مباركته للزواج |
Bu başta ihtiyar Moses'ı da şaşırttı. | Open Subtitles | هذا حتى فاجأ موسى في البداية |
Ve çok geçmeden, film projesi için gereken izinleri Michael'a vererek onu şaşırttı. | Open Subtitles | وبعدها، فاجأ (مايكل) عندما أعطاه حقوقه لنشر الفلم |
Crusoe aramızda hatta en şüpheci şaşırttı. | Open Subtitles | فاجأ (كروزو) أكثر المشككين بيننا |
Bu Shen'i çok şaşırttı. | Open Subtitles | هذا فاجأ شين |
Bu kadar uzun düşündüğüme şaşırdım. | Open Subtitles | أنا فاجأ استغرق مني هذا الوقت الطويل. |
- Benim hakkımda ciddiyken, başka biriyle çıktığına şaşırdım çünkü demek istediğim... | Open Subtitles | - أوه، لا جنون، فاجأ. |
- Sadece çok şaşırdım, hepsi bu. | Open Subtitles | انا فقط فاجأ. |
-Evet ama plajdaki 25 polise daha fazla sürpriz oldu. | Open Subtitles | لكن ليس بالقدر الذى فاجأ الــ 25 شرطـى الموجودون على الشاطـىء ... ...لكن نعم , هى مفاجأة |
Maggie beni bu akşamki Barenaked Ladies'e konser biletleriyle sürpriz yaptı. | Open Subtitles | ذلك، أم، فاجأ ماجي لي مع تذاكر الحفل لل [برنكد] السيدات الليلة. |
hayatta beni görünce hepsi şaşırıyorlar. | Open Subtitles | ، كل واحد منكم أن أرى لي على قيد الحياة . يجري فاجأ |
Yani kurbanımız aniden gelerek hırsızı şaşırtmış. | Open Subtitles | إذاً هل ضحيتنا فاجأ سارق محلات |