"فالأمر" - Translation from Arabic to Turkish

    • yani
        
    •   
    • durum
        
    • demektir
        
    • Demek
        
    yani doğum günü hediyesi insanların yaşaması ya da ölmesinden daha önemli. Open Subtitles إذًا فالأمر الملح هنا هو هدية الملكة، وليس حياة أو موت العامة؟
    yani bu iptalden ne sorumluysa tempo nedenselliği ile sıkı bir ilişki içerisinde. TED أيا كان المسؤول عن هذا الإلغاء فالأمر مقرون بإحكام مع الإيقاع السببيّ.
    Bu sadece okul içi bir değil. Noel tatilinde dahi bazı çocukların çalıştığını izledik. TED فالأمر غير متعلق بالمدرسة وحدها لقد لاحظنا، حتى خلال عيد الميلاد، بعض التلاميذ يقومون بالدراسة
    yani, bu kolay. İhtiyaç duyduğunuz tek şey, en tepedeki dördünden öğretmenler. TED وبالتالي, فالأمر بسيط, فكل ما نحتاجه هو معلمين من الربع الأعلى.
    Ve karımız benim yüzümden düştüğünden beri durum biraz karışık. Open Subtitles وبما أن أرباحنا انخفضت بشكل كبير بسببي فالأمر معقد قليلاً
    Pekala, sakin ol. durum o kadar kötü değil. O kadar da çirkin değilsin. Open Subtitles حسناً، اهدئي، فالأمر ليس بهذا السوء، أنت لست بهذه الدمامة
    Eğer buradan sağ salim çıkabilirsek ilişkimiz bitti demektir. Open Subtitles لو خرجنا أحياء من هذا الموقف , فالأمر منتهي بيننا
    Eğer bizi güldürebilirlerse, Ciddi bişey değil demektir. Open Subtitles إذا كانت تجعلنا نضحك .. فالأمر ليس جدياً
    Demek istediğim, bu doğruysa bana söylemek zorunda değildin. Bu çok önemliydi. Open Subtitles أعني, حتى لو كان صحيحا, ما كان يجب أن تقول ذلك لى فالأمر مهم بالنسبة لى
    yani böylece kimi beden yapıları oluşuyor, öyle mi? TED إذن فالأمر متعلق بتشكيل كتلة فقط، صحيح ؟
    yani bu gerçekten bir anı yakalamaktansa bir fikri yakalamak ile ilgili. TED فالأمر يتعلق بالتقاط فكرة أكثر من التقاط لحظة حقيقة
    yani bu aslında hiçbir şey. Sadece küçük bir kriz. TED لذا فالأمر ليس شيئًا يذكر، وهذه الأزمة صغيرة.
    30 yıl yaşayınca, bu çocuk oyuncağı. Open Subtitles بما انني عشت 30 سنة ..فالأمر بغاية السهولة
    Benim suratımı biliyor, bu nedenle sana düştü. Open Subtitles حسناًً ، إنها تعرف وجهي، لذا فالأمر عائد لك
    Eğer 911 aramalarıyla oynuyorlarsa o zaman bu düşündüğümden daha derin. Open Subtitles إن كانوا يستطيعون العبث بمكالمات 911 فالأمر أخطر مما ظننت
    Bunu birisine söyleyebileceğin yalnızca 2 durum var ve hamile olmadığına göre ayrıldınız. Open Subtitles هناك حالتان فقط لقول هذه الجملة ، وما لم تكن حاملاً ، فالأمر يبدو وكأنك ستنفصل عنها
    Evet, uyuduğunu biliyorum. Uyandırın. Önemli bir durum var. Open Subtitles نعم، أعرف أنه نائم، و لكن قلتوقظه فالأمر هام، سأنتظر.
    Kayıt dosyası yoksa bugün buraya gelmemişsin demektir. Open Subtitles إذن، إنلم يكنهناكتسجيلصوتي، إذن فالأمر كانك لم تأت اليوم
    Ve Aidan ona kefilse sorun yok demektir. Open Subtitles إذا كان أيدن يضمنه فالأمر على ما يرام بالنسبة لي
    - Demek öyle, senle aramız ise öyle değil. Open Subtitles أجل، يخال المرء ذلك، ولكن بيني وبينك، فالأمر ليس مسليًا لهذا الحد
    Demek konu buydu. Open Subtitles إذاً، فالأمر هكذا هل تريدينني أن أقدمكِ له؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more