"فانه" - Translation from Arabic to Turkish

• bu
• bir
• bile
• Eğer
• ve
• o

Aslında bitmiş sayılmaz, ama bu, insanların işbirliğine devam edebileceği süregelen bir projedir.
وبالتالي فانه غير منته تماما، ولكنه مشروع ممتد حيث يستمر الناس في التعاون.

Onu ellerinin arasına alıp sıkıştırıp ezsen bile yine ölmez.
حتى لو ربطت يده وقدمه وطعنته , فانه لن يموت

Ona de ki Eğer 51 numaraya haber vermezse, bundan sorumlu tutulacak.
قل له انه اذا لم يخبر الرقم 51 ، فانه سيتحمل المسؤولية

ve yatırım düzeyini göz önünde bulundurursak, kullanmamız matıklı olur.
وبالنظر الى ذلك الرقم .. فانه من المنطقي ان نستخدمها

Önemli sayılacak bir konu varsa o da Underland kuşatmasıydı.
إذا كان هناك موقع عالي فانه يكون حصار تحت الأراض

Eğer bu onun takıntısıysa, o kadar da önemli değil.
اذا كان هذا هو سبب هوسها فانه ليس بالموضوع الكبير

bu gece yarısına kadar öldüğü sürece tüm havuzu kazanırlar.
طالما أنها تموت قبل منتصف الليلة فانه سيفوز بالجائزة الكبيرة

Her ne kadar klinik tıp davranış değişikliğ nedeniyle acı çekiyor olsa da bu sorunu çözmek için çok fazla da uğraştığı söylenemez.
ورغم ان الطبيب يتخوف \ يشتكي دوماً من السلوكيات التي تتغير فانه لا يوجد الكثير للقيام به فيما يخص علاج هذه المشكلة

İsveçli bir matematikçi, von Koch, çizgileri çıkarmak yerine çizgileri eklemeye karar verdi.
عالم رياضيات سويدي, فان كوخ, قرر أنه عوضا عن محو الخطوط, فانه سيجمعها.

Seni bana gelmeye ikna edemezse anlatılmaz bir biçimde acı çekeceğini söyledim ona.
أخبرته بأنه لو فشل باقناعك بالمجيء هنا فانه سيعاني بكرق لا حصر لها

Megafonun önünde duruyor olsanız bile hala neredeyse her yön.
حتى عندما تقف أمام مكبر للصوت فانه موجود في كل اتجاه

Hem olsaydı bile, sahibi bütün kabile olurdu.
لم يكن هناك أى ذهب اذا كان هناك فانه للقبيلة بأكملها

Senin bile Bay von Bohm'un değil. Kesinlikle, henüz değil.
, انه حتى ليس سيدك فون بوم على الأقل فانه لم يصبح كذلك بعد

Biliyoruz ki Eğer çocukları resim çizdikleri için ödüllendirirseniz, resim yapmakla ilgilenmeyi bırakır ve sadece ödülle ilgilenirler.
ونحن نحن نعلم انه عندما نكافىء طفلاً جائزة بسبب رسم صورة ما فانه سوف يتوقف عن الاهتمام بالرسمة وسوف يهتم بالمكافئة

Eğer birilerini seviyorsanız,onlar size daha iyi görünür.
فان كنت تحب احداً او كنت معجباً به .. فانه سيبدو جذاباً اكثر بالنسبة لك

George Bush Irak'a saldırdığında kitle imha silahları bulacağını, halkı özgürleştireceğini ve Orta Doğuya demokrasi götüreceğini sandı.
جورج بوش توقع انه اذا احتل العراق فانه سوف يكتشف اسلحة الدمار الشامل وسيحرر الناس وينشر الديموقراطية في الشرق الاوسط

Üstad, biliyorum ki ben yaralansaydım o beni geride bırakmazdı.
مُعلمتى, اعلم لو اننى اصبت فانه ما كان ليتركنى خلفه