"فتحات" - Translation from Arabic to Turkish

• delik
• delikleri
• delikler
• deliği
• deliklerini
• deliklerinden
• Okey
• deliklerinde
• havalandırma boşluğu
• Yuvalar
• kapakları
• havalandırmayı
• yarıklarından

Gözler için delik açsak bir sıkıntı olur mu acaba?
أتسائل ما اذا كان لا مشكلة في وجود فتحات للعيون

Bir delik açıp, numune alıp, laboratuara gönderip içeriğine bakıyorlar.
للألغام .. أو لاحداث فتحات هائلة أو أنها عينات أخرى

Bunu yapmam gerekiyor yoksa kurşun delikleri benim götte sertleşiyor.
يجب أن افعل هذا و إلا فتحات مؤخرتي سوف تتصلب

İlerlerken yukarı doğru iteceğiz böylece kendimize hava delikleri açmış olacağız.
سندفعها لأعلى لنصنع فتحات للتهوية بينما نذهب

Yerde kocaman delikler vardı ve tuvalet yoktu.
به فتحات كبيرة على الأرضية ولا يوجد مرحاض

Ancak girişlerinin birbirine çok yakın olduğu bir solucan deliği,
ولكن الثقب الدودي الذي لديه .. فتحات قريبة من بعضها

Eğer planda daha fazla delik olsaydı, içinde çay yapabilirdin.
أقول لوكان بها فتحات أكثر، فيمكن أن تصفي الشاي بها.

Ben de öyle düşünmüştüm. İki parmak ucunda delik açılmış.
كما توقعت، هناك فتحات مكان إصبعين أتودين مقص أظافر كهدية عيد الميلاد ؟

Geminin gövdesinde delik olmadığından emin olmalıyız!
نحن تأكدنا انه لا توجد اى فتحات فى الغواصة

Oturma odalarının duvarında sıvanmış üç delik gördüm.
لماذا؟ رأيت ثلاث فتحات جصّص إنتهى في حائط غرفة جلوسهم.

İlerlerken onunla hava delikleri açıyoruz.
سندفعها لأعلى لنصنع فتحات للتهوية بينما نذهب

Arabada bu kadar büyük kurşun delikleri vardı.
كان هناك فتحات رصاص في هذه السيارة الكبيرة

Duvardaki delikleri ısırmaya çalıştı.
تحاول عمل فتحات في الحائط، محطمة عدة أسنان لها

Golf düşünmene yardımcı olur. Bunun yanında golfte.....delikler vardır.
لعب الجولف يساعد على التفكير الى جانب ذلك هناك فى الجولف فتحات

Sıcak delikler gibi ekosistemin tamamı bakterilere dayanarak gelişmiştir.
مثلها مثل فتحات الحرارة البركانية نظام بيئي متكامل يستند على البكتيريا

Görgü tanıkları, katların zemininde içinden biri ya da bir şey geçmişçesine büyük delikler açıldığını söylüyor.
يقول شاهدو عيان إنّ هنالك فتحات في الأرض، كأنّ أحدًا أو شيئًا قد سقط بقوّة ممّا أحدثها.

Bu, filtreye lazerle yerleştirilmiş havalandırma deliği sıralarını görebilmeniz için gösterilen bir resim.
إنها مجرد صورة يمكنك رؤية صفوفٍ من فتحات التهوية المثقبة بالليزر موضوعة على المنقي.

Deniz gergedanı, buzu kırmak ve nefes alma deliklerini büyütmek için kafalarını ve boynuzlarını kullanır.
تستخدم حيتان الكركدن رؤوسها وأنيابها الطويلة لكسر الثلج وتوسيع فتحات التنفس

Mumyalayanların ilk işi burnundan kancalı bir çubuk sokmak ve burun deliklerinden beynini çıkarmak.
أول شيء كان يفعله المحنطون، كان غرس خطاف في أنفه، ثم سحب مخه من خلال فتحات الأنف.

- Jake. Okey işareti yapmak ikimizin fikriydi.
جيك ,فتحات الأصابع كانت فكرتنا

Yeni bowling topunun parmak deliklerinde.
إنهم في فتحات الأصابع لكرة البولينج الجديدة خاصتك

- Mart 2005 planlarına göre potansiyel erişim sağlayan içteki havalandırma boşluğu elmas sergi odasına çıkıyor. Burada, burada ve burada.
طبقا لتصميمات مارس 2005 فتحات المصاعد تفضي الى قاعة عرض الماسات من هنا وهنا

Coffey, onlar füze kapakları değil mi?
كوفى , هذه هى فتحات الصواريخ , أليس كذلك ؟

Sonra da havalandırmayı açar, fıskiyeleri başlatır ve yangını söndürürüz.
ثمّ يُمكننا فتح فتحات التهوية، وبدأ عمل المرشّات، وإخماد الحريق.

Bizim aynı pasajdan içeri ve dışarı basit bir şekilde nefes alışımızın aksine, köpekler burunlarının kenarındaki yarıklarından nefes verirler, yeni koku molekülleri çekmeye yardımcı olan ve birçok kez koklama sayesinde giderek artan koku yoğunlaşmasına yardımcı olan hava girdapları yaratarak.
وعلى عكس طريقتنا للتنفس دخول وخروج الهواء من خلال نفس الممر فالكلاب تزفر عن طريق فتحات جانبية للأنف، بخلق دوامات الهواء لتساعد على رسم جزيئات رائحة جديدة والسماح بتركيز الرائحة لبناء أكثر من شمة معاً.