"فترة الظهيرة" - Translation from Arabic to Turkish

• öğleden sonra
• öğlen
• öğleden sonrayı
• bir öğleden
• öğleden sonram
• Öğlenden
• öğle vakti
• öğle vaktini

Çocukjlar ve sizin bütün öğleden sonra dışarda olacğaınızı sanmıştım.
ظننتك ستكوني أنتِ و الأولاد بالخارج طوال فترة الظهيرة

İnsanları kendi şeylerinden uzak tutuyor, aileleri utanmaktan uzak tutuyor, ve beni tüm öğleden sonra boyunca kukumdan konuşmaktan uzak tutuyor..
تحفظ الناس في أماكنهم تمنع الأباء من أن ينذلوا وتمنعني من قضاء فترة الظهيرة بالتحدث عن مهبلي

Aslında, öğlen benim için daha uygun.
في الحقيقة، فترة الظهيرة ستكون أفضل لي، أيناسبك ذلك؟

Tüm öğlen aç kaldı.
لقد كان جائعاً طوال فترة الظهيرة والآن من أجل لا شيء

Git de ona,bütün bir öğleden sonrayı beraber geçireceğimizi söyle. -Bugün mü?
إذهب وأخبرها بأننا سنقضي طوال فترة الظهيرة مع بعض

bir öğleden sonranı, bir gününü burada geçir.
اقضي فترة الظهيرة أو اقضي يوما، تحدث الى أي شخص تريد.

Bütün öğleden sonram. Spor ayakkabı almaya gidecektim.
تلك فترة الظهيرة بأكملها، كنت سأبحث عن حذاء رياضي

öğleden sonra bana ihtiyacınız olmayacak, yarın 5'te görüşürüz.
لن تحتاجوا إليّ في فترة الظهيرة لذا أراكم جميعاً عند الخامسة

Lois bana öğleden sonra Stewie ile ilgilenmemi söyledi.
لويس طلبت مني رعاية ستيوي لــ فترة الظهيرة

Bütün öğleden sonra buna hazırlandım.
كلا لقد كنت أمارس الأحماء طوال فترة الظهيرة

Tüm öğleden sonra eski dairemizde depoya kaldırılacak eşyaları paketliyordum.
كنتُ في شقّتنا القديمة كل فترة الظهيرة أحزم الأمتعة لوضعها في المخزن

Çalıştığım masör bürosunun öğleden sonra tatil olması çok güzel oldu.
أنا سعيدة أنني أخذت فترة الظهيرة إجازة , من عيادة العظام حيث أعمل

Henüz öğlen olduğunun farkında mısın acaba?
-أتعرفين .. أننا مازلنا في فترة الظهيرة ؟

Bazen, yurdun mutfağında bütün öğlen bir şeyler yapardım ve bunları, çalışma grubuma ikram etmek için getirirdim...
أحياناً كنت أقضي فترة الظهيرة ...أخبز بالمطبخ ثم أحضر المأكولات اللذيذة للدارسين

Görünüşe bakılırsa bu öğlen yeni bir arkadaş edinmişsiniz.
أرى انك كونت صديق جديد فى فترة الظهيرة

Tüm öğlen Randy'i bahçemden kovmaya çalışıyordum.
الغبي راندي من املاكك طيلة فترة الظهيرة

Bırakalım da bu öğleden sonrayı biralarını boğazlarına ve pantolonlarına salyaları da Fransız kartlarına akıtmakla geçirsinler.
دعهم بعيدين بينما فترة الظهيرة تسكب البيرة والأحشاء والثياب فيما تقطر على بطاقة معايدة فرنسية

öğleden sonrayı Viyana'da, babası ile beraber geçirdi. Bu saatlerde gelmesini bekliyoruz.
لقد قضى فترة الظهيرة في فيينا مع والده.

En azından bir öğleden sonrası, daima bir sisin sütten bir bariyer gibi kayacağını umabilirsin.
وفى فترة الظهيرة دائماً على الاقل تتوقع أن تجد عندما أنت أقلّ تَتوقّعُه موجات من الضباب تكون حاجزاً

- Evet. Tüm öğleden sonram gitti.
-بلى قلت ذلك, لقد إستمر طوال فترة الظهيرة

Öğlenden sonra olmasına rağmen, hiç insan hissetmiyorum.
إنها فترة الظهيرة . لا أرى أي شخص هناك معك حق

Sanıyorum, öğle vakti bir şeyler yiyebilirim.
احسب انني استطيع تناول شيء او اخر في فترة الظهيرة

Takas için öğle vaktini seçmişti.
لقد إختار فترة الظهيرة لعملية التبادل.