| Yani Öğle yoğunluğu bitti ve akşama kadar kapalısınız, değil mi? | Open Subtitles | إذاً، فترة الغداء تنتهي، وأنتِ لا تزالين تعملين حتى العشاء، صحيح؟ |
| Tabi, çünkü birçok terapist Öğle yemeği sırasında çalışmayı sever. | Open Subtitles | أجل، لأن معظم المعالجيين النفسيين يحبون العمل أثناء فترة الغداء |
| Eğer sana da uygun olursa, Öğle yemeğinde bir kaç kişiye fikirlerimi açıklamak istiyorum. | Open Subtitles | لذلك اذا كنت تظن انها جيدة، أود ان اطرح الفكرة على بعض الاشخاص في فترة الغداء |
| Ama Öğle yemeği saatinde gel de patronum görmesin. | Open Subtitles | لكن عليك المجيء في فترة الغداء لكي لا تراك المسؤولة عني |
| Evet, konuşmuştuk. Binlerce kez bahsettim hem de. Yemekhane hademesi Scooter. | Open Subtitles | بلى تحدثنا ، ذكرته لك مئات المرات "سكوتر) آنسات فترة الغداء)" |
| Eğer 90 saniye içinde bana bunları vermezsen Öğle yemeğinden önce John Shaffner bir kamera ordusunun önünde olacak. | Open Subtitles | إن لم يكن بحوزتي في أقل من 90 دقيقة سيقف " جون شافنر " أمام الكامرات قبل فترة الغداء |
| - Sen kovulmadın ki. Sanıyorum Öğle yemeğinde konuşulacak konu belli. | Open Subtitles | انت لست مطرود اظن ان الجميع وجد موضوعاً ليتحدث عنه اثناء فترة الغداء |
| Allah aşkına ben neden Öğle aramı yüce vali Chung'ın kitap tanıtımında harcıyorum? | Open Subtitles | لماذا اقضي فترة الغداء لحضور انطلاق كتاب الكاتب العظيم تشانج |
| Planın detayları Öğle boyunca devam etti. | Open Subtitles | تفاصيل الخطة إستمرت في التطور خلال فترة الغداء |
| Öğle yemeğine kadar haber alamazsanız, telefon edin. | Open Subtitles | أنا سأبقى لأقاتل هُنا إذا لم تسمعوا شيئاً مني بحلول فترة الغداء , هاتفوني |
| Öğle yemeğinde futbol sahasının arkasındaki kulübede birbirimize muamele çekeriz artık. | Open Subtitles | أنا متأخرة عن المدرسة يمكننا أن نداعب بعضنا في المخبأ خلف الملعب فترة الغداء |
| Birkaç tane var ama Öğle arasında çalışmayı seviyor ve benim arkadaşlarımı sevdiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | القليل، ولكنها تحب أن تذاكر خلال فترة الغداء ولا أعتقد أنها تحب أصدقائى |
| Öğle yemeğinde Bodega'ya gidiyor. Dörde kadar çalışıyor. | Open Subtitles | تذهب إلى بوديجا أثناء فترة الغداء و تعمل حتى الساعة 4: |
| onları almak için nereye olursa olsun gider. Tehlikeli yerler falan filan. Güvercinler adamla arkadaş olurlar hile yapmayı ve Öğle yemeği sırasında onu eğlendirmeyi öğrenirler. | TED | فهو سيذهب إلى أي مكان للحصول على هذا الحمام المريض. في الأماكن الخطرة وغيرها ثم تكون صداقة مع هذا الرجل، وتتعلم كيفية القيام ببعض الحيل وتسليته خلال فترة الغداء. |
| Öğle yemeği boyunca çok huysuz görünüyordun. | Open Subtitles | خلال فترة الغداء كلها كنت تبدو مُضايق |
| - ...Öğle yemeği arasından bir kurabiye! | Open Subtitles | إنها كعكة من فترة الغداء في المنزل |
| Gitsek iyi olur. Öğle yemeği vakti... - İşte burada. | Open Subtitles | الأفضل أن نتحرك إنها فترة الغداء |
| Yemekhane hademesi Scooter bugün yine oradaydı. | Open Subtitles | "سكوتر) آنسات فترة الغداء" كان هناك اليوم) حقاً؟ |