Bizi, Pearl Harbor'da zafere ulaştıran adam, aniden aşırı dikkatli oldu. | Open Subtitles | فجأه الرجل الذى قادنا الى النصر فى بيرل هاربور يغصه الحذر |
Karımın hiçbir zaman vakti yoktu. Ve şimdi aniden, boşanmak istiyor. | Open Subtitles | زوجتي لم يكن لديها اي وقت فراغ والآن فجأه تريد الطلاق |
Bu gerilim ona fazla gelir ve aniden hastalanır trajik sonuçlar ortaya çıkar. | Open Subtitles | لا تعرف من منهما تفضله عن الآخر و فجأه تسقط مريضه كنتيجه مأساويه |
Senin kocan birden bir iki haftalığına şehir dışına çıkar mıydı? | Open Subtitles | كل كان زوجك يذهب فجأه خارج المدينه؟ لمدة أسبوع او أسبوعين؟ |
Senin kocan birden bir iki haftalığına şehir dışına çıkar mıydı? | Open Subtitles | كل كان زوجك يذهب فجأه خارج المدينه؟ لمدة أسبوع او أسبوعين؟ |
birdenbire çizgifilmlerde ve oyunlarda ve TV dizilerinde daha fazla kadın karakter mi göreceğiz? | TED | هل سنرى فجأه العديد من الشخصيات النسائية في الرسوم الكرتونية وفي الألعاب و المسلسلات التلفزيونية؟ |
Korktuğunu söyledi bir anda her şeyin geri karanlığa dönmesinden korktuğunu. | Open Subtitles | لقد قالت بأنها كانت خائفة خائفة بأنها فجأه انتقلت من الظلام |
Onun iyi derecede sağlıklı olan oğlu, aniden hastalanıyor ve solunum cihazına bağlanıyor. | Open Subtitles | ابنها كان بصحه جيده للغايه انهار فجأه وهو الآن على جهاز تنفس صناعى |
Şu anlarda, dünya genelinde aniden uçan küpler belirmiş durumda. | Open Subtitles | ظهرت مكعبات فجأه ضخمه حول كل العالم السبب لازال مجهول |
aniden en sıradışı ve enerjik hareketleri yapabiliyordu. | Open Subtitles | فقد قام فجأه بمجموعه من النشاطات الغير معتاده |
Powers aniden dursa suratın yarıya kadar adamın kıçına girer. | Open Subtitles | لو توقف باور فجأه فان وجهك سيرتطم بمؤخرته |
Daha fazla soru sorduğumda, aniden hafıza kaybına uğradı ve bana bürokrasiyle cevap verdi. | Open Subtitles | وعندما سألته عن المزيد من المعلومات اصابه فجأه فقدان ذاكره واحمر وجهه |
Bir yaşam formu olarak iltica talebinde bulundu, fakat sonra aniden bilinmeyen bir sebeple, – | Open Subtitles | هو فجأه طلب اللجوء السياسي كإسلوب للحياة ثم لبعض الاسباب المجهوله |
birden bire lakrosta bu kadar iyi olabilmenin başka bir yolu olmadığını biliyordum. | Open Subtitles | لا لقد كنت أعرف أنه لايوجد طريقه أن تصبح جيداً فجأه في الليكاروس |
Ve birden bire bilimciler tasarımcıları aramaya, tasarımcılar da bilimcileri aramaya başladı. | TED | و فجأه أصبح العلماء يسعون إلى المصممين تماما كما يسعى المصممون إلى العلماء |
Çok tuhaf, ama birden çok üşüdüm. | Open Subtitles | إنهغريبجداً.. حبيبتي.. لكن فجأه أتجمد من البروده. |
birden uçağım alev aldı. Yerden 5 km yüksekteydim. | Open Subtitles | فجأه لاحظت انى احترق وكنت على ارتفاع خمسه كم عن الارض |
birdenbire kapak açılıyor ve yine Roz'un dünyasına dönüyorsun. | Open Subtitles | و فجأه يفتح باب الفخ و تصبح في عالم روز مجدداً. |
Sonra birdenbire o iki aptal polis ortaya çıktı... ve herşeyi berbat etti, ama ben toparladım. | Open Subtitles | شرطيان غبيان جائوا فجأه كل شيء فقد لكنى جمعتهم ثانية |
Masallardaki kahramanlar gibi bir anda karanlık bir önseziye sahip oldu. | Open Subtitles | مثل بطل قصة حب أسطورية راوده فجأه نذير بالشّر |
Fanatik derken yani siz bir pozisyondasınızdır onlar da otuz metre ileridelerdir ve bir anda size doğru bağırarak çığlık çığlığa adeta uçarlar. | Open Subtitles | أعنى بمتعصبين أنه يمكن للواحد منهم أن يكون على بعد 20 متراً منك ثم فجأه يخرج لك صائحاً من بين الأحراش |
O, bu kadar ani bir şekilde uyayan gücü kontrol edemeyebilir. | Open Subtitles | قَدْ لا يَستطيعُ السَيْطَرَة على القوَّةِ التي استيقضت فجأه. |
Ansızın kafanıza bir şey dank ettiğinde ise "bir gün bu işten sıyrılıp kurtulamayacağım." diye düşünüyordunuz. | Open Subtitles | لقد أكتشفت فجأه أننى أجلس بجوار جثه بلا سيقان |