"فحصتُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • inceledim
        
    • test ettim
        
    • araştırdım
        
    • kontrol ettim
        
    • baktım
        
    • taradım
        
    Tabloyu inceledim ama hiçbir şey bulamadım. Open Subtitles فحصتُ اللوحة ولكنى لم أجد شيئاً. لم تجد ؟
    Ayrıca, alındaki çatlağı inceledim. Kafa atılmanın bir sonucuymuş. Open Subtitles لقد فحصتُ أيضاً الكسر في العظمة الأماميّة وكان نتيجة لضربة بالرأس
    Zırhlı aracın kapılarını inceledim ve elektronik panel civarındaki tozların içinde çember biçiminde bir boşluk ve alet izleri buldum. Open Subtitles لقد فحصتُ أبواب السيارة المصفّحة و وجدتُ فراغ غبار دائري و آثار أداة حول القفل الإلكتروني
    Saatin muhafazası içindeki kalıntıyı test ettim. Saf kristal koka yaprağı. Open Subtitles فحصتُ البقايا من داخل غلاف الساعة قلويدات التروبان الكرستاليّة النقيّة
    Hatta araştırdım, kundaklanmış. Open Subtitles لقد فحصتُ الأمر بنفسي, لقد كان حريقاً مُتَعَمَداً
    Test sonuçlarını iki kere kontrol ettim. Şüpheye mahal yok. Open Subtitles نعم، حسناً، لقد فحصتُ النتائح مرتين، لا يوجد شكّ بشأنها
    Onu getirdiklerinde asistanımın çektiği röntgenlere baktım. Open Subtitles فحصتُ الأشعة السينية التي أخذها مساعديني عندما أحضروها
    Ben de böyle düşündüm ve bağırsaklarındaki şeyleri inceledim. Open Subtitles هذا ما إعتقدتُه، لذا فحصتُ محتويات أمعائه.
    Köprücük kemiğindeki izi inceledim. Open Subtitles لقد فحصتُ تلك المادة التي وجدتها في الترقوة المكسورة
    Umarım kızmazsın, birkaç doku örneğini inceledim. Open Subtitles الأفاعي، آمل ألا تمانع ولكنّي فحصتُ عيّنات الأنسجة
    Temizlenmiş iskiyatik omurunu inceledim ve umduğumuzdan fazlasını buldum. Open Subtitles فحصتُ الشوكة الإسكيّة المُنظفة. ووجدتُ أكثر ممّا كنّا تتمناه.
    Bu şeyin her santimetresini inceledim ve cesede rastlamadım. Open Subtitles لقد فحصتُ كلّ بوصة من هذا الشيء، ولا تُوجد آثار لوجود جثث.
    Verileri inceledim ve yaptığı model doğru gibi görünüyor. Open Subtitles لقد فحصتُ بياناته، ويبدو نموذجه صائب.
    Yapışkan maddeyi test ettim ve altın saatin sızıntısını içeren kokain izleri buldum. Open Subtitles لقد فحصتُ المادّة اللزجة، ووجدتُ آثار للكوكايين تتفق مع التسرب من ساعة اليد الذهبيّة
    40'ın üstünde farklı bıçağı, buz kıracaklarını, kunduracı tığlarını test ettim. Open Subtitles لقد فحصتُ أكثر من 40 نوع من السكاكين المختلفة من أدوات تكسير الثلج ، والخرامات الجلدية
    Bu maddeleri FDA veri tabanında araştırdım. Open Subtitles فحصتُ المركب عبر إدارة الغداء والدواء.
    Craig Wilson'ın şirketini araştırdım, zehirli madde- temizleyen şirketlerin işlerinde fiyat kırıyor. Open Subtitles فحصتُ في شركة (كريغ ويلسون). هو يعرض على وظائف تطهير المواد الكيمياوية السامّة.
    Hızlandırıcı örneğini, GC kütle spektrometresinde kontrol ettim. Open Subtitles لقد فحصتُ عينات سائل الإشتعال في المطياف الكمي الغازي
    Ben de yerel bankaların dışındaki bir kaç kamerayı kontrol ettim. Open Subtitles لذا فحصتُ بعض أجهزة المراقبة خارج مصارف محلية.
    Kaputun altına baktım, motor çok güzel görünüyor. Open Subtitles فحصتُ أسفل غطاء محرك السيارة المحرّك يبدو رائعاً
    Hiçbir yerde bulamadım. Diğer arabalara baktım. Open Subtitles لمْ أعثر على أيّ شئ لقد فحصتُ العربات الأخرى
    Yüzün yeniden yapılandırmasını kayıp listesinde taradım. Open Subtitles لقد فحصتُ شكل وجهها خلال الأشخاص المفقودين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more