Şaşkınlıkla sınıftan çıktı ve eski sevgilisine çarptı ve stresi iyice arttı. | TED | فخرج متعثر النفسية من فصله و أخذ يهرع لرؤية حبيبته الدائمة مما رفع مستوى التوتر لديه |
ve Kain Tanrı'nın huzurundan ayrıldı ve Aden 'in doğusuna Nod diyarına yerleşti. | Open Subtitles | فخرج قايين من لدن الرب وسكن فى أرض نود شرقى عدن |
ve zindandan cani, barbar, manyak bir katil olarak çıktı. | Open Subtitles | فخرج من الزنزانة قاتِل أَثِيم ، بَرْبَريّ ، مَجْنُون |
ve zindandan cani, barbar, manyak bir katil olarak çıktı. | Open Subtitles | فخرج من الزنزانه قاتِل اثِيم ، بَرْبَريّ ، مَجْنُون |
Fazdan çıktı ve katı maddenin içinden geçti. | Open Subtitles | فخرج السيف من طوره وسُمح له بالعبور من جسد صلب |
O da arabasından indi ve boynuma yumruğu çaktı. | Open Subtitles | إصطدمت بمؤخرة سيارة أحدهم، فخرج منها وضربني في الرقبة. |
Arabanın kaloriferini açtım ve biraz daha kusmuk çıktı. | Open Subtitles | قمت بتشغيل التدفئة في سيارتي فخرج بعض القيء، |
Peki ya pişman birini dışarı çıkarırsan... ve onlar da tekrar topla oynamaya başlarlarsa ne olur? Iyi bir dava açamadıkları için kovuşturmaya suçu atarsın. | Open Subtitles | ماذا لو أنك نجحت في تبرئة مجرمٍ مُذنب بالفعل فخرج من السجن ثم عاد يُمارس إجرامه ؟ |
ve dışarıya çıkıp plastik bir çerçeve alıp fotoğrafını içine yerleştirmiş. | TED | فخرج وإشتري إطار بلاستيك للصورة. |
Arkamızdaki tırın şoförü inerdi ve.... | Open Subtitles | فخرج شخص من الشاحنة التي خلفنا |
Google'da eski, kirli polislere baktım ve seni buldum. | Open Subtitles | لقد بحثت في غوغل عن "رجال شرطة سابقين فاسدين " فخرج لي إسمك |
- ve Tayland'a gizli bir göreve mi gittin? | Open Subtitles | فخرج على مهمة سرية الى تايلاند؟ نعم. |
diye sordum. ve arkalarda, soğuk Afgan rüzgarında savaşmak yüzünden saçları birbirine girmiş yüzü kıpkırmızı genç bir komando şöyle dedi "6. kattaydım komutanım." | TED | فخرج احد المجندين من الخلف كان شعره اشعث وكان وجه قد شابه الاحمرار بسبب الرياح الباردة في افغانستان وقال " سيدي .. لقد كنت في الطابق السادس " |
Lambayı alır, ovar ve lambadan bir cin çıkar. | Open Subtitles | التقطه، ومسحه فخرج له عفريت |
Ama o sana hediye almaya dışarı çıktı. | Open Subtitles | فخرج لشراء هدية لك. |
Bir şekilde dışarı çıktı. | Open Subtitles | بطريقة أو بأخرى ، فخرج. |