Doktor bir arkadaşımla görüşmeye gittim. Ona nasıl yapabilirim diye sordum. | TED | فذهبت للتحدث إلى طبيب صديق وسألته كيف يمكن أن أفعل ذلك |
Ve sonra onun evine gittim, habersiz, ve yolunda onun üzerine gittim. | Open Subtitles | فذهبت إلى بيته بدون سابق إنذار وهببت فيه ساخطة في فناء بيته |
dedi. Ben de gittim ve maden bilimi hakkındaki bölüm dersi kitaplarına bakıyordum -- yapmaya çalıştığım şey açısından tamamen faydasızdı. | TED | وقد قمت بذلك .. فذهبت واطلعت على الكتب الجامعية المختصة في التعدين .. وكانت غير مفيدة على الاطلاق لما أريد |
Sonuç olarak Louisburg, Kuzey Carolina'ya gittim. Amerika'nın güneydoğusu, ve ıslık dünyasına adım attım. | TED | فذهبت إلى لويس بيرغ , شمال كارولينا جنوب شرق الولايات المتحدة ودخلت عالم الصفير. |
Bilgisayardaki dosyaları almak için evine gittin. | Open Subtitles | فذهبت للمنزل أخذت ملفات الكمبيوتر |
Ve bulmaya gittim. Bazı araştırmalar yaptım ve kızın kim olduğu hakkında en ufak fikrimizin olmadığını keşfettim. | TED | فذهبت لأجد الجواب. وقمت ببعض البحث واكتشفت بأننا ليس لدينا أدنى فكرة من تكون |
Bu yüzden, sabahın çok erken saatinde, daha güneş doğarken, onu görmeye gittim. | TED | فذهبت إليه مبكرا جداً في الصباح، مع إرتفاع الشمس. |
Ben de oraya gittim ve bütün geometriyi ölçtüm. çünkü öyle düşündüm, hey, biyomimikçilik, | TED | فذهبت و قست طوله و عرضه إلخ لأنني فكرت, المحاكاة البيلوجية |
Böylece Kolombiya'ya gittim. Ve deneyi tekrarladım. | TED | فذهبت إلى كولومبيا. واستخدمت نفس الدراسة |
Bu yüzden, oraya Rick, Liz ve Kevin'in yanına gittim ve söylemem gerekir ki, hayatımın en hareketli deneyimi idi. | TED | فذهبت الى هناك مع ريك وليز وكيفن، وعلي القول بأنها من أكثر الأمور التي تأثرت بها في حياتي |
Dozoların şefini görmeye gittim. Bana sihirli güçlerinden bahsetti. | TED | فذهبت للقاء أحد زعماء الدوزو. و أخبرني عن قواه السحرية. |
Midem bulandı, efendim, tuvalete gittim. | Open Subtitles | لقد كنت أشعر بالإعياء سيدي,فذهبت للحمام. |
Elimde sağlam bir pompalıyla ormana gittim ve bir geyiği öldürdüm. | Open Subtitles | فذهبت في الغابة هناك, حاملةً بندقيةً هنغاريةً وأطلقت على ظبي. |
Şirkete gittim ve bana senaryoyu verdiler: | Open Subtitles | و طلب مشاهدتي، فذهبت و أعطاني نص سيناريو |
Bir fincan kahve istedim, Caddenin karşısındaki cafe ye gittim. | Open Subtitles | لقد أردت كوباً من القهوة، فذهبت للعشاء في الجهة المقابلة من الشارع. |
Bankaya gittim ve veznedar bana çok garip baktı eve gittim ve aynada kendime baktım ve yüzüm yaptığım maskeyi yıkamayı unuttuğum için hala yemyeşildi. | Open Subtitles | ذهبت للبنك و نظر إليَّ أمين الصندوق بغرابة فذهبت للمنزل و نظرت في المرآة و كان وجهي لازال أخضراً أثر قناع أخضر |
Ameliyattan önce onu görmeye hastaneye gittim. Bir tek söz söylemedi.. | Open Subtitles | فذهبت الى المشفى لرؤيته قبل عمليته الجراحية لكنه لم يقل ولا كلمة |
Bu yüzden memur Davis'in peşinden gittim, bu yönde koşuyordu. | Open Subtitles | " فذهبت للمساندة والضابط " ديفس الذي أسرع بهذا الإتجاه |
-Angie'ye partisinde iyilik yapmak için tuvalete gittin. | Open Subtitles | " فذهبت للحمام لتقديم جميل الحفلة لـ " آنجي |
Bu nedenle burada çalışan küçük bir muhasebeciyle çıktım, yolun karşısında bir kaç tek attım, yerime döndüm. | Open Subtitles | فذهبت إلى أحد المحلات القريبة تناولت عدة مشروبات نهاية الشارع وعدت لمنزلي |
Sonra tüm gece açık bir cafeye girdim, uyuyakaldım, uyanıncaya kadar vakit gelmişti. | Open Subtitles | فذهبت لقهوة الليل هذه شعرت بالنعاس وبحلول الوقت |