Cuma aklını kaçırdı! Süvari hücumunu çalıyor! | Open Subtitles | فرايداي جُنّ، انه يعزف تكليف سلاح الفرسان |
Cuma'ya göre, şu barbar olan bu şelalenin döküldüğü göletin dibi yok. | Open Subtitles | وفقاً لـ(فرايداي)، الهمجيّ، البركة التي في نهاية هذا الشلّال ليس بها قاع |
~Giorgio Armani, neyse ki bugün Cuma | Open Subtitles | جورجيو, ارماني الحمدلله انه فرايداي |
Um, Cuma. Evet. Robinson Crusoe beni affet. | Open Subtitles | . فرايداي) ، هذا هو) (مع الإعتذار لـ (روبنسون كروزو |
Santral, ben Bay R. 2. partere hemen Armstrong ve Friday'i gönder. | Open Subtitles | "أنا السيد "آر ",أريد "أرمسترونغ" و "فرايداي فوراً |
Hayatta kalma kayıtları. Cuma'nın oksijen haplarını alıyorum. | Open Subtitles | ، لأجل سجلات البقاء (فقد أخذتُ حبات الأكسجين من (فرايداي |
"Cuma Kızı"nda Cary Grant ve Rosalind Russell'la oynamıştı. | Open Subtitles | كان في "هيز جيرل فرايداي" مع (كاري غرانت) و (روزاليندا راسل) |
Cuma merak ediyor, ne çeşit bir aptal bütün bu tuzakları kurduktan sonra silahsız bir şekilde bağırarak sahile doğru koşar. | Open Subtitles | يتعجّب( فرايداي)كيفيبنيأحمقاً.. كل هذه الأفخاخ، ثمّ يركض صارخاً نحو الشاطئ بدون سلاح؟ |
Ve o gün geldiğinde Cuma amcaları ile tanışacaklar. | Open Subtitles | وحتى يأتي ذلك اليوم، سيقابلون عمّهم (فرايداي) |
Hayır Cuma, gerçekten. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنك كذلك لا ، يا (فرايداي) حقاً ، حقاً |
Cuma, bu bir İngiliz gemisi. | Open Subtitles | (فرايداي)، تلك سقينة أنجليزية و هذا تعني الفرار |
- Bana yarayı göster. -Bende değil, Cuma'da. | Open Subtitles | أريني مكان الجرح - (الدواء ليست لي بل لـ(فرايداي - |
Eğer bunu ok haline getirip içini uyuşturucu ile doldurursam belki Cuma'yı bununla vurabilirim. | Open Subtitles | بإمكاني تصميم شيء لهذا و أن أملئها بالنبلة و المخدر و بهذا أتمكن من ضرب (فرايداي)، بها |
Cuma iyeleşince, ne kadar endişelendiğimi ona söylemeyeceğine söz ver. | Open Subtitles | عندما يُشفى (فرايداي)، أعدني بأنك لا تقول لهُ بأني كنتُ قلقاً و خاطرت بحياتي |
Cuma'yı ve oğlanı kurtar! Git! Fırsat varken git! | Open Subtitles | أنقذ (فرايداي)، و الفتى هيّا أذهب لأنقاذهم قدرما أستطعت |
Cuma kimsenin kölesi değil! | Open Subtitles | فرايداي ليس عبدا لأي أحد |
Ben bir ucundan taşıyacağım, Cuma da diğer ucundan. | Open Subtitles | سأحمل طرفاً واحداً و(فرايداي) الطرف الآخر |
Cuma da haklı belgeler dışında telafi edemeyeceğim bir şey yok. | Open Subtitles | و(فرايداي) محقّ ليست أشياء لا يمكن تعويضها ماعدا الوثائق |
Onlar seni tanımıyor, onlarla önce benim konuşmam lazım yoksa Cuma ile ilgili bir yanlış anlaşılma olabilir. | Open Subtitles | إنهم لا يعرفوك, أحتاج أن أتحدث معهم أولاً عدا ذلك, سيكون هنالك سوء تفاهم أيضاً بخصوص (فرايداي) |
Ben de! Benimle, TGI Friday's'e gitmeye ne dersin? | Open Subtitles | ماذا تقول أن وأنت نذهب غلى "ت.ج.إ فرايداي"؟ |
TGI Fridays'e gitmek ister misin? | Open Subtitles | أجل، لقد كنت نوعا ما أفكر أنه ينبغي علينا الذهاب إلى "ت.ج.إ فرايداي". |